MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 6 parsel sayılı 83.339,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmaması sebebiyle ham toprak vasfıyla adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda keşif ihtaratını içeren muhtıraya tanıklar için çıkartılacak davetiye gideri belirtilmediği gibi, davacıya tanıklarını bildirmesi için süre de verilmemiştir. Ayrıca dosya arasında 2 farklı beşer kişilik mahalli bilirkişi isim listesi olduğu, ancak bunlardan hangilerinin keşif mahallinde dinleneceği de ara kararda belirtilmediği gibi davacı adına senetsiz araştırması da davaya konu taşınmazın bulunduğu ... Köyünden değil, ... Köyünden yapıldığından mahkemece, 04.08.2014 tarihinde yapılacak keşif için ara kararında belirtilen ücretlerin yatırılması hususunda davacıya yapılan ihtarat usulüne uygun bulunmamaktadır. Davacının keşif deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayıldığı ve bunun sonucu olarak da davanın kanıtlanamadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.