Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 874 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1569 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ...Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 47 parsel sayılı 5.216,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş, 14.04.2011 tarihinde satış nedeniyle ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın 2608 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... mirasçıları davaya dahil edilmiş, davacı ıslahla taşınmazın 3.050,13 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri raporunda 104 ada 47 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen sınırları kırmızı renkle çizgili, sarı renkle boyalı 3.050,13 m2'lik kısmın ... ve ...'ın adına olan tapu kayıtlarının iptali ile, yeni bir parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacının kendisine ve davalılara ait olduğunu iddia ettiği kısmın sınırlarının taş duvarla ayrıldığı ve bu kısımda davacının malik sıfatıyla zilyetliğinin olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Nizalı taşınmazın müşterek muristen geldiği tarafların kabulünde olup, ihtilaf murisin sağlığında bu yerleri evlatları arasında paylaştırıp paylaştırmadığı ve taşınmazın ...'a verilip verilmediğinde toplanmaktadır. Ne var ki, mahkemece mahallinde yapılan keşifte bu husus yeterince araştırılmadığı gibi, davalılardan ...'ın gösterdiği tanıklar da dinlenmemiş, davalı tanıklarının neden dinlenmediği de hüküm yerinde değerlendirilmemiştir. Mahkemece, taksim konusunda yapılan araştırma yetersiz olup, bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı yerdeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasındayerel bilirkişiler ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazın ortak murisin sağlığında taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, çekişmeli taşınmazın kim tarafından ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, taşınmaz 14.04.2011 tarihinde ... adına tescil edildiğine göre davanın açıldığı 10.10.2012 tarihinde tapuda malik olmayan ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, hüküm fıkrasında ... adına olan tapu kaydının iptaline denmesi de isabetsizdir. Davalı ...'ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.