Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8248 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9888 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 510 parsel sayılı 7500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kime ait olduğunun bilinmemesi ve taşınmazda 12 yıldan beri nizasız ve fasılasız tasarrufta bulunması sebebiyle ... adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ... vekili, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına, askı ilan süresi içerisinde dava açan birleşen dosya davacısı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ölü tespit maliki ... mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ...nin davasının reddine, birleşen dosya davacısı ...'in davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine, çekişmeli 510 parsel sayılı taşınmazın, 7.509,07 metrekare yüzölçümü ile, toplam 28 pay kabul edilerek; 7 payın ..., 3'er payının ... , ..., ..., ... , ... , ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece davalı ... yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanabilmesi için, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Dava konusu 510 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 1953 yılında yapılmıştır. Adına tespit yapılan ...'in oğlu ve birleşen dosya davacısı ...'in dava konusu taşınmaza 1940'lı yıllardan beri zilyet oldukları yönünde beyanı bulunmaktadır. Hal böyle olunca; lehine tespit yapılan davalı ...'in taşınmaz üzerindeki zilyetlik süresinin tespit tarihi itibariyle 20 yıla ulaşmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından mahkemece, Hazine tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.