Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 811 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 526 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 146 ada 20 parsel sayılı 321.14 metrekare yüzöl-çümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Emrullah ve Cafer adına eşit hisselerle tespit edilmiştir. Davacı Alime, yasal süresi içinde nizalı taşınmazın kök murisi Mustafa'ya ait olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin eşit hisselerle davacı Alime ve davalı Emrullah adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Cafer vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalının temyizi 146 ada 20 sayılı parselle ilgili G... Kadastro Mahkemesinin 1995/23 esas, 1999/30 sayılı ilâmına yöneliktir. Mahkemece anılan kararla davacı Alime'nin açtığı davanın kabulüne, temyize konu 146 ada 20 sayılı parselin tespitinin iptaline, taşınmazın 1/2 hissesinin Alime; 1/2 hissesinin Emrullah adına tesciline karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davaya konu 146 ada 20 sayılı parsel kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak eşit hisselerle Emrullah ve Cafer adına tespit edilmiştir. Davacı Alime, yasal süresi içerisinde Emrullah'ı hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Dilekçede tespit maliki Cafer hasım gösterilmemiş, dava Emrullah hissesine yöneltilmiş, Cafer'in taraf olmadığı davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne, tespitin iptaline ve taşınmazın Alime ve Emrullah adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Tespit maliki Cafer'in temyizi, anılan kararla ilgilidir. Tespit malikinin hasım olmadığı bir davada savunma hakkı tanınmadan yargılama yapılıp aleyhine hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu tartışılmayacak kadar açıktır. Olayda tartışılması gereken husus davada taraf olmayan kişi veya kuruluşun bu kararı temyiz yetkisi bulunup bulunmadığıdır. Kadastro davalarında da kural olarak temyiz yoluna ancak davanın tarafları başvurabilir. Ancak, tutanakta malik olduğu halde davada taraf gösterilmeyen, yokluğunda yapılan yargılama sonunda hakkı tümüyle elinden alınan kişinin hükmü temyize yetkisinin bulunduğunun kabulü zorunludur. Bu tür olaylarda temyiz yoluna başvuran kişinin davada taraf gösterilmesi veya husumetin yaygınlaştırılması yoluyla davaya dahil edilmesi gerektiği gibi, temyiz eden yararının bulunduğu da açıktır. Yokluğunda yapılan yargılama sonucu hakkı elinden alınan Kişinin temyiz yoluyla bu haksızlığın ve yasaya aykırılığın ortadan kaldırılması talebi karşısında; "sen davada taraf değilsin, temyiz inceleme hakkın yok, zedelenen hakkını Genel Hukuk Mahkemeleri önünde düzelttir" demek, yasaya uygun davranmayanı mükafatlandırıp, bu yasaya aykırı davranıştan mağdur olanı cezalandırmaktan başka bir anlam taşımaz. Hal böyle olunca; Cafer'in olayda temyiz inceleme isteğinin kabulü ile yasaya açıkça aykırı G... Kadastro Mahkemesinin 15.06.1999 tarih 1995/23 esas, 1999/30 karar sayılı hükmünün (BOZULMASINA), 13.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.