Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında 144 ada 15 parsel sayılı 309.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz üzerindeki evin D…….'a ait olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve evin iki yıl önce yapılması nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı D……., yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı Dursun adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm tasarrufu altında bulunan ve yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş isede; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu parselin kamu orta malı niteliğinde mer'a olup olmadığı, mer'a değil ise davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusundadır. Mer'aya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyde ikamet eden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilmesi, taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece çoğunluğu aynı köyde ikamet eden yerel bilirkişi beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına aykırıdır. Ayrıca bilgisine başvurulan tespit bilirkişisi ile uzman ziraat mühendisi taşınmazın toprak yapısı, konumu ve kullanımı itibarıyla mer'a niteliğinde olduğunu bildirdikleri halde yerel bilirkişilerle belirtilen şahıslar arasındaki aykırılık giderilmemiş, tespite aykırı sonuca varıldığı halde tespit bilirkişilerinin tamamı dinlenilmeden hüküm kurulmuştur. Eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin (yolların ötesindeki parsellerde dahil olmak üzere) onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerden, aynı yönteme uyularak tespit edilecek taraf tanıkları, uzman ziraat mühendisleri kurulu ve teknik bilirkişi huzuru ile keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı uygulanıp kapsamı belirlenmeli, kaydın başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, dinlenecek yansız yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki evin inşasından önce kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise nasıl kullanıldığı, öncesinin kamu orta malı mer'a niteliğinde bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat mühendisleri kurulundan arazinin niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bu raporun önceki uzman bilirkişi raporu ile çelişmesi halinde nedeni üzerinde durulup giderilmesine çalışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi veya yargılama sırasında dinlenen şahısların birbiri ile çelişir beyanda bulunması halinde tespit bilirkişileri ile yargılama boyunca dinlenen tüm şahıslar yüzleştirme yapılmak sureti ile dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.