Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7942 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 9456 - Esas Yıl 2005
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:Kadastro sırasında 2613 sayılı Yasaya göre yapılan 77 âda 32 parsel sayılı 4924 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 20.11.1974 tarihli komisyon kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Bu dava dışı Emir tarafından davacı ve müşterekleri aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesine açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle 28.10.1988 tarihli kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmış, geçen sürede kadastro tutanağı dosya içine alındığı halde bir işlem yapılmamıştır. Davacı Hasan vekili, 1.12.2004 tarihlî dilekçe ile görevsizlik hanesinin boş bulunduğunu bildirerek itirazın kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın tespite itiraz niteliğinde olduğundan Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinin taraf sıfatı olamayacağından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kadastro mahkemesindeki davalarda husumet; tespit maliki, tutanağın malik hanesi açık ise edinme sebebi sütununda hak sahibi olduğu yazılan kişi veya kuruluşlar, dosya Hukuk Mahkemelerinden devir suretiyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış ise; Hukuk Mahkemesindeki taraflarla, varsa tutanağa itiraz eden kişilerle tutanağın malik hanesi yanlışlıkla doldurulmuş olsa bile malik hanesinde ismi yazılı olanlara yöneltilir. Olayda dava dilekçesinde hasım olarak gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğü, yukarıda sayılan hallerin hiç birisi nedeniyle davalı sıfatını kazanabilecek durumda değildir. Ancak taşınmaz hakkında kadastro tespitinden önce Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın bulunması halinde, kadastro tespiti sırasında malik hanesinin açık bırakılması zorunludur. Bu durumda malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken hiçbir sonuç doğurmaz. Taşınmazla ilgili olarak tutanak düzenlendikten sonra Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı ile dosyayı Kadastro Mahkemesine devretmek zorundadır. Şartları mevcut olduğu takdirde kadastro hakimi tarafların talebi olmadan Hukuk Mahkemesinden aktarılan dosyayı esasına kaydedip, gerekli ilanları yapıp taraflara duruşma gününü bildirip yargılamayı sürdürmek zorundadır. Olayda Hukuk Mahkmesinden görevsizlik kararı ile gelen bir dosya bulunduğuna göre Kadastro Hakiminin aktarılan bu davanın görevine girip girmediğini, aktarmanın yasaya uygun bulunup bulunmadığını tespit edip buna göre işlem yapması, bir diğer ifade ile Hukuk Mahkemesinden gönderilen dosyayı sürüncemede bırakmaması gerekir. Ne varki davacının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri aleyhine müstakilen açtığı davada bu kuruluşların hasım olma durumu söz konusu değildir. Mahkemece tespite itiraz davasında Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), 29.9.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.