MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., irsen intikal imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1979 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmediği gibi, yapılan inceleme de hüküm kurmak için yeterli değildir. 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin kadastro tutanağı düzenlenip, kesinleşen yerlerde uygulanacağı düzenlenmiştir. Oysa ki, dava tutanak düzenlenmeyip kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz hakkında TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil istemi ile açılmış olduğuna ve tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemenin hak düşürücü sürenin dolduğuna ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Somut olayda; dava tescil harici bırakılan yere yönelik olduğuna göre yanında, taşınmazın bulunduğu ilgili kamu tüzel kişiliğine de husumet yöneltilmesi zorunlu olduğu halde ilgili kamu tüzel kişiliği davada yer almamış, bir başka ifade ile davada taraf teşkili sağlanmamıştır. Hal böyle olunca taraf teşkilinin dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez gerçeği göz önüne alınarak 6360 sayılı Kanun'un 1. ve Geçici 1/13. maddesi uyarınca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile taşınmazın bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmeli, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni gözetildiğinde çekişmeli taşınmazın nehir yatağı olup olmadığı, öncesi nehir yatağı ise yatağın insan eliyle değiştirilmiş olup olmadığı ve davacı tarafından zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalı, bu saptamanın yapılabilmesi için dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları ... Komutanlığı'ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu parsellere kadastro sırasında uygulanan 69 tahrir sayılı vergi kaydı getirtilmeli ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişi, jeolog bilirkişi ve daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümünün, önceki vc şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi istenilmeli, komşu parsellere uygulanan 69 tahrir numaralı vergi kaydının taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, jeolog bilirkişiden taşınmazın niteliği, dere yatağı niteliğinde olup olmadığı konusunda, ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumu hususunda raporlar alınmalı, davanın kabulüne karar verilecek olması halinde yapılması zorunlu yasal ilanlar yaptırılmalı, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.