Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7887 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 9484 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 110 ada 22, 23 parsel sayılı 603.54 ve 1504.20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 22 parsel Turhan, 23 parsel Necmi ve Necdet adlarına tespit edilmiştir. Davacı Turhan, yasal süresi içinde taşınmazlarda hissesi bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişme konusu 110 ada 22 ve 23 parsellerin Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Turhan ile davalılar Necmi ve Necdet tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece taşınmazlar üzerinde davacı ve davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilerek tespitlerin iptaline ve taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro Mahkemesinde dava tespit maliki veya komisyonca adına tespit kararı verilen kişi ve kişiler aleyhine açılır. Olayda da dava 23 sayılı parselin malikleri aleyhine açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesindeki istisnalar bulunmadığı takdirde uyuşmazlığın tarafların ibraz ettiği deliller çerçevesinde ve taraflara münhasır bir şekilde çözümlenmesi gerekir. Olayda yasada öngörülen istisnai hallerin bulunmadığı açıktır. Bir diğer ifade ile komisyonca tutanakların malik belirlenmek üzere Kadastro Mahkemesine gönderilmesi, dosyanın mahalli mahkemeden devredilmiş olup muhtevasından malik tespitinin yapılamaması, davanın mirasçılardan biri tarafından açılıp, başka mirasçıların bulunduğunun belirlenmesi gibi haller sözkonusu değildir. Bu durumda hakimin gerçek malik araştırması yapıp, davada taraf olmayan kişi veya kuruluş adına tescil kararı vermesi mümkün değildir. Müşahhas olayda Hazine tespit maliki sıfatını taşımamaktadır, bu nedenle Hazine aleyhine açılmış bir davada bulunmamaktadır. Hazinenin herhangi bir nedenle tespit malikleri aleyhine açtığı bir dava veya usulüne uygun olarak açılan davaya katılması da olmamıştır. Mahkemece re'sen Hazineye duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılıp, davaya çağrılması O'na taraf sıfatını kazandırmaz. Bu nedenle davada taraf sıfatını kazanmamış olan Hazine lehine hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Mahkemece gerek görüldüğünde taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili delilleri sorulup, gerekli değerlendirmenin yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davanın ispat edilememesi halinde davanın reddine, tespit gibi tescile karar vermekle yetiniimelidir. Olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesinde yazılı istisnai haller bulunmadığı, Hazinede davada taraf olmadığı halde, taraflar yararına iktisap şartlarının oluşmadığından bahisle (davacının elindekini de alacak şekilde sonuç doğuran) taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 26.9.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.