Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 77 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9583 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında Yazcılı Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 93 parsel sayılı 1.700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı 109 ada 90, 91 ve 92 parsellere uygulanan vergi kaydı miktar fazlası olarak mera vasfı ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ..., taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın mera vasfı ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, davacının dayanağı vergi kaydı çekişmeli taşınmaza uymadığı gibi, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının da gerçekleşmediği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, bir kaydın sınırında mera yazılı olması, o sınırda bulunan taşınmazın mutlak surette mera olduğu anlamına gelmez. Bu hususun yöntemince araştırılması gerekir. Mahkemece yapılan keşifler sırasında yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile ziraat bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmemiş, çekişmeli taşınmazın sınırında kadim ve tahsisli mera olup olmadığının taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresinin yöntemince araştırılmamış ve davacı dayanağı vergi kaydının usulünce uygulanmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler ile doğu ve batısındaki yoldan sonra gelen 459 parsel ile 28 ve 71 parsel sayılı taşınmazların tespit tutanakları ve dayanağı kayıt ve belgeler ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısının mukayese edilmesi suretiyle taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak içerikleri ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı; davacı dayanağı vergi kaydının sınırları tek tek okunarak bu kaydın dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi yönünden komşu parsellere uygulanan vergi kayıtlarından yararlanılmalı, vergi kaydının sınırında mera okunmasının o sınırda bulunan taşınmazın mutlak suretle mera olduğu anlamına gelmeyeceği göz önünde bulundurulmalı, çekişmeli taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığı takdirde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken iktisap sağlamayacağı gözetilmeli, çekişmeli taşınmazın mera olmadığının anlaşılması halinde davacının dayandığı 1997 tarihli senet uygulanarak kapsamı belirlenmeli, davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.