Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7687 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18389 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 732 parsel sayılı 13.481,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 2014/12143-15341 Esas-Karar sayılı kararı ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının usulsüzlüğüne değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli 732 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereği ... adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, 1971 yılına kadar 1908 doğumlu Abdullah oğlu ... tarafından kullanıldığı, 1971 yılında vefat etmesi sonucu o tarihten itibaren mirasçılardan ...'ın zilyetliği ve kullanımında olduğu 1980 yılında eski bağların sökülerek tarafından yeni bağ dikildiğinin ve halen ...'ın kullanımında olduğunun ve üzerindeki bağ tiyeklerinin kendisine ait olduğunun” şerhinin yazılarak aynı vasıf ve miktarda ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır. Davacı, dava konusu taşınmazın adına kullanıcı tespiti yapılan muris ...’ın terekesine dahil olmadığı iddiasıyla kendi adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bir kısım davalılar tarafından ise kullanıcı tespitinin doğru olup dava konusu taşınmazın muris ...’ın terekesine dahil olduğu savunmasında bulunulmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine yazılmasına karar verilen şerh incelendiğinde ise iddia ve savunmadan hangisinin kabul gördüğü anlaşılamadığından verilen hüküm bu nedenle infazda tereddüt yaratabilecek nitelikte olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmekle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.