MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldıkları belirtilen ... Köyü çalışma alanında bulunan taşınmazlardan 1297, 1455, 1456, 1491, 1497, 1510, 1560, 1580 ve 1581 parsel sayılı sırasıyla 3.787.80, 2.473.43, 17.449.54, 29.293.90, 48.334.74, 2.581.50, 1.129.71, 14.088.76 ve 9.947.46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ... oğlu ...'un; kullanımında olduğu, 1413 parsel sayılı 13.565.79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ... oğlu ...'un; 1432 parsel sayılı 104.444,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise ... oğlu ...'un fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tüm taşınmazlar tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak, davalılar lehine yapılan kullanım şerhinin iptali ve taşınmazın kullanıcısının kök muris ... olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ... Genel Müdürlüğü aleyhindeki davanın husumetten; davalı ..., davalı ... ve dahili davalılar aleyhine açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların murisi olan ...’dan kaldığı ve terekenin taksim edilmediği, taşınmazların tüm mirasçıların kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemi ile dava açmıştır. 1- Çekişmeli taşınmazlardan 1413 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve tapu kaydının beyanlar hanesine ...’un; 1432 parsel sayılı taşınmazın ise ...’un kullanımında olduğu yazılmıştır. Lehine kullanım şerhi verilen bu davalılar, diğer davalı ...’un oğlu olup, dava ve karar tarihi itibariyle davalı ... sağ olduğundan; kök muris ...’ın terekesi karşısında 3.kişi konumundadırlar. Miras bırakan ...’un ölüm tarihine göre TMK'nın 701. maddesi hükmü gereğince terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK'nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranmakta yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılabilmektedir. Somut olayda; davacı tarafından, tereke adına istemde bulunulduğuna göre; bu parsellere yönelik olarak açılan davada, ...’un dava dışı mirasçılarının davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için süre verilmeden, yargılamaya devamla hüküm kurulması isabetsizdir. Hal böyle olunca; çekişmeli 1413 ve 1432 parseller yönünden; dava dışı mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya süre verilmeli, taraf koşulunun sağlanması halinde davanın esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken işin esasına girilerek hüküm tesisi isabetsiz olup; temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2- Davalı ... lehine kullanım şerhi verilen 1297, 1455, 1546, 1491, 1497, 1510, 1560, 1580 ve 1581 parseller yönünden ise; dava konusu taşınmazların davalı tarafından kullanıldığı davacının da kabulündedir. Taraflar arsındaki uyuşmazlık; çekişmeli taşınmazların muris ...’un terekesine dahil olup olmadığı ve davalı tarafından sürdürülen zilyetliğin tereke adına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece taşınmazlar başında keşif yapılmış ise de tespit bilirkişilerin mahalli bilirkişi olarak dinlenmesi isabetsiz olduğu gibi; taşınmaz davalarında tanıkların taşınmaz başında dinlenilmesi gerektiği halde davacı tanıkları 17.12.2014 tarihli celse de; davalı tanıkları ise 12.3.2015 tarihli celsede duruşma salonunda dinlenmiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuru ile yapılarak, çekişmeli taşınmazların muris ...’un terekesine dahil olup olmadığı ve davalı tarafından sürdürülen zilyetliğin tereke adına olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, davanın niteliği gereği yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı, ayrıca davacı tarafından çekişmeli parsellerde muris ... adına kullanım şerhi verilmesi istenmiş ise de; her iki taraf da Osman mirasçısı olduğuna ve mirasçılar arasında pay devri söz konusu olabileceğine göre; davacının talebinin miras payına yönelik olduğu kabul edilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.