Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 6409 parsel sayılı 1576 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı A.... evlatları A…… M……, M..... ve M..... K...... ve F……. K……….. adına tespit edilmiştir. Davacılar, yasal süresi içinde taşınmazın murisleri M……… K………'dan kendileri ile davalılara intikal ettiği, 2/3 hissesinin kendilerine 1/3 hissesinin de davalılara ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çekişme konusu 6409 sayılı parselin 2/3 hissesinin davacılara 1/5'er hisse ile tesciline, 1/3 hissesinin ise davalılar adına 1/4'er hisse ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M...... K......, M..... K......, A... M.... ve F.... K....... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların kök murisinden intikal ettiği, 2/3 hissesinin davacıların annelerine ait olduğu ve bu hissenin annelerinden davacılara kaldığı, davalılarında 1/3 hissesinin bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmaz üçüncü şahıs olan M…….. K……….'in satışı ile A.... K………'ya geçtiği ölümü ile mirasçıları davalılara kaldığı gerekçesi ile tespit edilmiştir. Davacılar taşınmazın murisleri M...... K......'dan intikal ettiğini, taksimen 1/3 hisse oranında mirasçısı ve davacı İ.....'in murisi S…….. C……..'a, diğer davacılar murisi E……. O……'ya ve davalıların murisi A....'e kaldığını, diğer mirasçıların başka yerden haklarını aldıklarını, mirasçı S……..'ın hissesini davacı İ……..'e sattığı, bu nedenle 2/3 hissenin adlarına 1/3 hissesinin de davalılar adına tescilini talep etmişlerdir. Bir kısım davalılar duruşmaya gelerek taşınmazın kök muris ile ilgisi olmadığını ve murisleri A....'e ait bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece tespit tutanağının aksi sonucuna varıldığı halde tüm tespit bilirkişileri dinlenmediği gibi, dinlenen tespit bilirkişileri de duruşmada dinlenmiştir. Yapılan keşifte sadece tek bir mahalli bilirkişi dinlenmiş ve gerek mahalli bilirkişi, gerekse dinlenen tespit bilirkişilerinin beyanları hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır . Taşınmazın tam olarak kime ait olduğu, kime ve nasıl intikal ettiği, tarafların ortak murisi 1942 yılında vefat eden M...... K......'dan kalması halinde terekesinin usulüne uygun taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise kime kaldığı, diğer mirasçılara taksimde hangi taşınmazların düştüğü, davacı İ.....'in annesi M……… S……..'ın hissesini satın alıp almadığı araştırılmamış, davacı İ..... diğer davacılar ile birlikte 2/3 hissemi istediği yoksa annesine düşen hissenin adına tescilini mi istediği hususunda talebi açıklattırılmamıştır. Bu tür eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmaz başında yerel bilirkişiler, tarafların göstereceği tanıklar ve teknik bilirkişi katılımı ile keşif icra edilmeli, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın kime ait olduğu, kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, tarafların ortak murisi M...... K......'ya ait olduğunun anlaşılması halinde terekesinin mirasçıları arasında usulüne uygun taksim edilip edilmediği, taksimin hangi tarihte yapıldığı, dava konusu taşınmazın kime düştüğü, diğer mirasçılara taksimde hangi taşınmazların verildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, davacı İ.....'e istediği hisse oranı ve talebi açıklattırılarak, taksimde annesi S.....'a düşen hisseyi satın aldığı yönündeki iddiasını ispatlamak için bildirdiği deliller toplanmalı ve tanıkları dinlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tespit tutanağının edinme sebebindeki beyanlara aykırı düşmesi halinde tüm tespit bilirkişileri arazi başında ve yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; kadastro hakimi doğru ve infazı kabil sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğu halde kararın hüküm fıkrasında adına tescil kararı verilen davacılar ile davalıların isimlerinin yazılmaması ve tescil edilen hisselerin infazı kabil şekilde tayin edilmemesi de usul ve yasaya aykırı temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.