Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7398 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5854 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 101 ada 22 parsel sayılı 33196.40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliği nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M…….., yasal süresi içinde taşınmazın 6-7 dönümlük kısmına yönelik kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli parselin 30.5.2006 tarihli teknik bilirkişiler rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 2484 metrekare ve (B) ile gösterilen 2203.64 metrekarenin, son parsel numarası ile ayrı ayrı davacı M………, bakiye 28508.36 metrekarelik bölümün Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, teknik bilirkişi Kamuran tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 2484 metrekarelik kısmın tarım arazisi niteliğinde olduğu, kamu yararına tahsis edilen ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin bulunmadığı, zilyetlikle mülk edinme şartlarının adına tescil kararı verilen davacı yararına gerçekleştiği, mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi anlatımı ve uzman bilirkişi tarafından düzenlenen kroki ve raporla belirlendiğine göre Hazinenin bu bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün taşınmazın bu bölümü yönünden ONANMASINA, 2-Hazine vekilinin teknik bilirkişi tarafından düzenlenen aynı krokiden (B) harfi ile gösterilen 2203.64 metrekarelik bölüme ilişkin temyizine gelince; Mahkemece taşınmazın bu bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş isede; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Taşınmazın başında dinlenilen yerel bilirkişilerle tespit bilirkişileri taşınmazın bu bölümünün yabani otlarla kaplı olup, davacı tarafça sürülüp ekildiğini görmediklerini ifade etmişler uzman ziraat mühendisi de taşınmazın anılan bölümünün kendiliğinden doğal olarak yetişen çam türü bodur mazı bitkisi ve çok yıllıklı çalılarla kaplı olduğunu bir bölümü üzerinde yaşları 3'le 10 yıl arasında değişen meyve fidanlarının yer aldığını, taşınmaz üzerinde 10 yıl öncesine kadar hiçbir tarımsal faaliyetin bulunulmadığını bildirmiştir. Uzman ziraat bilirkişi raporu nazara alındığında taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesindeki şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Taşınmazın bütünü itibariyle imar ihya edilmediği, imar ihya edilen bölüm üzerindede davalı tarafın aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatı ile zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığı bu nedenle yukarıda belirtilen yasa hükmündeki şartların gerçekleşmediği belirlenmiş bulunmaktadır. Bu durumda davacının teknik bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölüm hakkındaki davasının reddine, bu bölümün tespitte olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece değerlendirmede hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bu bölümünün BOZULMASINA, 20.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.