Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:Kadastro sırasında 1674, 1675, 1676, 1677, 1701, 1702, 1703, 3168, 3173 ve 3174 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlardan 1674, 1675, 1676, 1677 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, harici satış, tapu kaydı nedeniyle 1701, 1702, 1703 parseller tapu kaydı, harici ve rızai taksim kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3168, 3173, 3174 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tespit edilmiştir. Davacı Muteber yasal süresi içinde taşınmazların müşterek murisleri Ali'ye ait olup hissesi oranında adına tescili isteği ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve çekişmeli 1674, 3168, 3173, 3174 nolu parsellerin tespit gibi davalı Fikret mirasçıları adlarına payları oranında, 1676, 1677, 1701 parsellerin tespit gibi davalı Sait adına, 1675, 1702 sayılı parsellerin tespitinin iptali ile 12/72 pay davacı Muteber, bakiye hissenin Mehmet mirasçıları adlarına payları oranında tesciline, 1703 sayılı parselin 12/72 payının davacı adına, bakiye hisselerin payları oranında davalı Ali mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Muteber vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Temyiz konusu 1701 sayılı parselin davalı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Taşınmazın öncesinin tarafların ortak miras bırakanları Ali adına tapuda kayıtlı iken, 24.3.1973 tarihinde bağış sureti ile davalı oğullarına intikal ettiği saptanmıştır. Tapu kaydı bağış yoluyla intikal ettiğinden dava konusu parselle ilgili olarak 1.4.1974 gün 1/2 sayılı Içtihatı Birleştirme Kararının olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle sözü edilen parsele ilişkin hükmün onanması gerekir. Bu itibarla yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 1701 sayılı parsele ilişkin hükmün (ONANMASINA),2- Dava konusu 1674, 1676, 1677, 3168, 3173 ve 3174 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Dava konusu 1674, 1676, 1677 sayılı parsellerin kayden ortak miras bırakan adına tapuda kayıtlı bulunduğu, diğer 3168, 3173 ve 3174 sayılı parsellerin ise tapusuz olup ortak miras bırakan Ali'ye ait olduğu gerek mahkemenin gerekse tarafların kabulündedir. Mahkemece taksim senedi başlığını taşıyan 19.8.1971 tarihli senede değer verilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Senedin miras bırakanın iradesine göre yorumlanması zorunludur. Miras bırakanın vasiyet şeklinde taşınmazları oğulları arasında taksim etmeyi amaçladığı ve bu amaca uygun olarak taşınmazları oğullarına teslim ettiği anlaşılmaktadır. Senetteki şartlar bu hususu açıkça doğrulamaktadır. Senet usulen düzenlenmediğinden vasiyetname olarak kabulü de olanaksızdır. Öte yandan tapulu taşınmazların paylaşımının tapu sicilinde ve resmi senetle yapılması zorunludur. Dava konusu olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. madde hükmünün uygulama yerinde bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davacının payı ile sınırlı olmak üzere tespitin iptali ile davacı payının kendi adına ve diğer payların davalı tespit malikleri adlarına iştirak halinde mülkiyet şeklinde tesciline karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 20.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.