Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7348 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9021 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda kesinleşen hükmün kanun yararına bozulması istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 113 ada 110 parsel sayılı 8727121.74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tahminen 15 dönümlük bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 2006/585-2006/332 sayılı ve 20/11/2006 tarihli Karar ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 28/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar tebliğ ile kesinleştirilmiştir. Adalet Bakanlığınca tutanak aslı getirtilmeden ve aynı parsel ile ilgili açılan tüm davalar birleştirilmeden ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kesinleşen hükmün kanun yararına temyiz edilmesi istenmiş, bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2010 tarih, 2010/283830 sayılı Tebliğnamesi ile HUMK.nun 427/6. maddesi gereğince hükmün kanun yararına bozulması istenilmiştir. Çekişme konusu 113 ada 110 sayılı parselin Kadastro Mahkemesinin 2006/189 Esas sayılı dava dosyasında da davalı bulunduğu, bu dosyanın 2006/708 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, tutanak aslının bu dosyada bulunduğu ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulunması ve aynı parsele yönelik olarak açılan tüm davaların birlikte görülerek sonuçlandırılması gerekir. Aynı parsele yönelik olarak açılan davaların birleştirilmesi gerekirken, ayrı ayrı görülmesi isabetsizdir. Ayrıca tefhim edilen kısa kararda taşınmazın mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken tescil kararı verilmesi usulsüz olduğu gibi gerekçeli kararda bu yönde hiç hüküm kurulmayarak sadece davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek çelişki yaratılması ve sicilin açık bırakılması da isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulüne, hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, gereği yapılmak ve Resmî Gazete'de yayınlanmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 13/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.