Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 728 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1262 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 254 ada 1 parsel 5.476,39, 254 ada 2 parsel 6.118,53, 254 ada 3 Parsel 5.649,40, 254 ada 4 Parsel 7.879,84, 254 ada 11 Parsel 5.803,11, 254 ada 15 Parsel sayılı 5.820 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içinde tapu kaydı ve davalıların ecrimisil ödedikleri iddiasına dayanarak, taşınmazların 120/360 payının adına tescili için dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacı dayanağı tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara uyduğu, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının oluştuğu 1946 tarihinden bu yana 20 yılı aşkın bir zamandan beri davalılar ve murislerinin zilyetliğinde olduğu, 1987 yılına kadar davacı Hazine'nin ecrimisil talebinde bulunmadığı, davalıların taşınmazların mülkiyet hakkını kazandıkları kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli olmayıp, değerlendirme de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı Hazine, 3.10.1946 tarih ve 24 numaralı tapu kaydı maliklerinden mirasçısız ölen N... oğlu Hazim'e ait 1/3 payın adına tescilini talep etmiş ve bahse konu tapu kaydına ve davalı tarafın ecrimisil ödediği iddiasına dayanmış ve belge ibraz etmiştir. Mahkemece dayanak tapu kaydı mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazları kenardan çevreleyen komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilmediği için tapu uygulamasında bu kayıtlardan yararlanılmamış, yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının tapu kayıtları hudutları ile ilgili soyut beyanları ile yetinilmiştir. Bu tür eksik soruşturmaya dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için; öncelikle taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili deliller istenmeli, tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi aracılığıyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında davacının dayanağını oluşturan tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edilmelidir. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özelliklerle taşınmazların tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir davalıların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının kapsadığı alanın davaya konu parseller içerisindeki konumunu gösterir ayrıntılı ve gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, tapu kaydının 9.190 metrekare yüzölçümünde olduğu dikkate alınarak tapu kaydının çekişmeli taşınmazların tümünü kapsaması halinde taşınmazların 1/3 payının Hazine'ye ait olacağı, tapu kaydının taşınmazların tümünü kapsamadığı anlaşıldığında ecrimisile konu kısım belirlenerek ecrimisil ödeyen kişinin asli zilyet olarak kabulünün mümkün olmadığı, fer'i zilyetlik ise iktisap sağlamayacağından bu kısmın davacı Hazine adına tescilinin gerektiği gözardı edilmemeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve dosya kapsamına uymayan değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 15.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.