Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 716 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11150 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında, .... Köyü çalışma alanında bulunan, 209 ada 2, 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı, harici taksim ve satış nedeniyle, 115 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 119 ada 5, 124 ada 10 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar da tapu kaydı, harici taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... tapu kaydına dayanarak 209 ada 2 ve 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tamamının adına tescili istemi, diğer taşınmazların ise muris ’dan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla; davacı ... tüm taşınmazların, ... ise 115 ada 6 ve 124 ada 10 parsel sayılı taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla miras payları oranında adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda 119 ada 5, 124 ada 18, 120 ada 2, 209 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ayrı ayrı 1080 pay kabul edilerek 55 payın davacı ..., 45 payın davacı ... adlarına, kalan payların tespit gibi davalılar adına; 115 ada 6 ve 124 ada 10 parsel sayılı taşınmazların ise herbiri 1940 pay kabul edilerek, 420 payın davacı ..., 140 payın davacı ... adlarına, kalan payların tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ile ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 115 ada 6, 119 ada 5, 209 ada 2, 120 ada 2, 124 ada 10 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar tespite esas tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ancak tapu kayıt malikleri tarafından haricen taksim edilerek; bu taksim doğrultusunda kullanıldığı belirtilerek davalılar adına tespit edilmiştir. Davacılar çekişmeli taşınmazların müşterek muris Mustafa'dan intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini; ayrıca kendileri ve murislerinin tapu kayıtlarında ayrı payları olduğunu ileri sürerek dava açmışlardır. Davalılar çekişme konusu taşınmazların haricen taksim edildiğini ve kendilerine isabet ettiğini savunmuşlardır. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte; çekişmeli taşınmazların tespite esas tapu kayıtları ile davacıların tutundukları tapu kayıtlarının kök kayıtları olan Mayıs 1289 tarih ve 128, Mart 1303 tarih ve 1400, 1281 Yoklamalı ve 131 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı tespit edilmiştir. Esasen bu husus tarafların da kabulünde olup ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf çekişme konusu taşınmazların haricen taksim edilip edilmediği ve taksim sonucu taşınmazların kime isabet ettiği noktasındadır. Bu hususta mahallinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmazların taksim edildiğini bildirmişlerdir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine dosya içerisine getirtilen ve çekişmeli parsellere uyduğu anlaşılan tapu kayıtlarının kapsamında kalan ve dava konusu edilmeksizin kesinleşen bir çok taşınmazın da çekişme konusu taşınmazlarla aynı gerekçe ile ve harici taksime dayanılarak tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, Anayasanın 141/III hükmüne göre, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Çekişmeli taşınmazların taksim edilip edilmediği konusunda bir değerlendirme yapılmadan, tespit nedenine ve keşif sırasında alınan beyanlara hangi gerekçelerle itibar edilmediği belirtilmeden, tapu kayıtları kapsamında kalan diğer taşınmazlar değerlendirilmeden ve deliller tartışılmadan, kabul ve redde karar verilen pay miktarlarının ne şekilde bulunduğu açıklanmadan sadece fen bilirkişisinin raporunun yeterli olduğu şeklindeki soyut gerekçe ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.