MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 274 ada 7 ve 279 ada 1 parsel sayılı 10.201,06 ve 903,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... , bağışlamaya dayalı olarak 274 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı binanın 3. katının müstakilen kendisine ait olduğunun taşınmaz üzerinde bulunan diğer bağımsız bölümler ile taşınmazın aynında ise 1/3 payının bulunduğunu yine 279 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinden 1/3 payının kendisine ait olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 274 ada 7 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan binalarla birlikte tapu kaydının iptali ile üzerinde bulunan kargir 5 katlı evin 3. katının davacı adına tapuya tesciline, bu binanın geriye kalan kısmının ve ahşap ev, ahşap ambar ve çeşmenin davalı adına tesciline, aynı taşınmazın arsasının 1/3 payının davacı adına 2/3 payının davalı adına tesciline, çekişmeli 279 ada 1 parsel nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile arsanın 1/3 payının davacı adına, 2/3 payının ve kargir 2 katlı evin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.1- Tarafların çekişmeli 279 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazları yönüyle; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın aynının ve üzerinde bulunan 2 katlı evin 01.10.1999 tarihli "..." mevkiili senet ile muris tarafından davacı, davalı ve dava dışı diğer oğluna bırakıldığı ve zilyetliğinin kendilerine devredildiği, taşınmazın devamı niteliğinde bulunan aynı ada 2 parsel sayılı taşınmazın da senette adı geçen üç erkek kardeş adına tespit ve tescil edildiğinin belirlenmesine göre davalı tarafın taşınmazın aynına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesinde “taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği” düzenlenmiştir. Hal böyle olunca; taşınmazın 1/3 payının davacı adına tapuya tesciline, geri kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına, taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı evin 1/3 payının davacıya, geri kalan payın davalıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine dair hüküm kurulması gerekirken hükmün infazının mümkün olmayacak şekilde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki binanın ayrıca ve tamamının davalı adına tapuya tesciline dair hüküm kurulması isabetsiz olup tarafların muhdesata ve hükmün infazına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 279 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA,2- 274 ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların murisi tarafından hibe senedi bağışlandığı ve bağış senedine dayalı olarak taşınmazın 1/3 payının ve üzerinde bulunan 5 katlı evin 3. katının davacıya ait olduğu kabul edilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf taşınmazın muris ...'ye ait iken sağlığında kendisi de dahil olmak üzere üç oğluna 1999 yılında bağışlandığını, zeminin 1/3 payı ile üzerindeki 5 katlı evin 3. katının ve diğer muhdesatlarında 1/3 payının kendisine ait olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Davalı taraf ise çekişmeli taşınmazın murisleri adına tapuda kayıtlı iken 22.04.1996 yılında kayden kendisine satıldığını, bu nedenle murisin 1999 yılında yaptığı bağışın bir geçerliliğinin bulunmadığını savunmuştur. Ne var ki mahkemece anılan tapu kaydı tedavülleriyle birlikte getirtilmemiş, yapılan keşifte uygulanmamış, taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiştir. O halde, öncelikle davalının dayanığı 22.04.1996 tarihli tapu kaydı tedavülleriyle birlikte ... Müdürlüğü ve gerektiğinde ... Genel Müdürlüğünden (Kök tapunun ... Müdürlüğünde bulunmaması halinde) istenilmeli, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa tespitlerine esas alınan tapu ya da vergi kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel ve komşu köylerden seçilecek mahalli bilirkişiler, önceki keşiflerde beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davalı tarafın dayandığı tapu kaydı okunup, tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için tanık dinletme imkanı sağlanmalı, komşu taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının da bulunması halinde aynı şekilde uygulanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar ile tapu kapsamı haritasında işaret ettirilmelidir. Tapu kaydının taşınmazın tamamını ya da bir kısmını kapsadığının belirlenmesi halinde kapsayan kısmı açışından muris ...'nin taşınmazın kayden devretmesinden sonra 1999 yılında yaptığı bağışın hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığı, tapu kaydının kapsadığı bölüm yönüyle davanın reddi karar verilmesi, tapu kaydının taşınmazın tamamını ya da bir bölümünün kapsamaması halinde 1999 tarihli binalar senedi ve tanık beyanlarından taşınmazın muris tarafından üç oğluna (davacı, davalı, ve dava dışı diğer oğlu) bağışlandığı, üzerindeki 5 katlı evin 3. katının davacıya ait olduğu, zemin kat ile taşınmazda bulunan diğer muhdesatların müşterek olduğunun belirtilmesi karşısında, tapu kaydı kapsamında kalmayan kısım yönüyle 1/3 payının davacı adına geri kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına, beş katlı evin de anılan tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm üzerinde yer alması halinde 3. katının tamamının, zemin katının 1/3 payının davacıya ait olduğunun ve yine anılan tapu kaydı kapsamında kalmayan bölüm üzerinde başkaca muhdesat bulunması halinde bu muhdesatların cins, adetleride belirtilmek suretiyle 1/3 payının davacıya, geri kalan payın davalıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine dair hüküm kurulması gerektiği düşünülmelidir. Bu nedenle eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup kabule görede hükmün infazının mümkün olmayacak şekilde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında ayrıca tescil hükümünün kurulması dahi isabetsiz olup, tarafların temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile 274 ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.