Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 146 ada 24, 170 ada 10, 188 ada 34, 196 ada 8 ve 197 ada 6 parsel sayılı 3088.40, 988.75, 205.61, 697.23 ve 831.60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı İ…….. adına tespit edilmiştir. Davacılar N…….. ve C…….., yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazların kök murisleri A…….. 'e ait olduğu ve tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin davacılar, davalı ile müşterekleri kök murisleri M…….. ve İ…….. mirasçıları adlarına hisseleri oranında tesciline, 170 ada 10 parsel üzerindeki iki katlı ahşap evin M…….. eşi A……. mirasçılarına ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Nermin vekili ve katılma yolu ile davalı İsmail tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazların tarafların ortak miras bırakanları M..... ve İ......'den intikal etmiş olup, tüm mirasçıların iştiraki ile terekelerin usulen paylaşıldığı isbat edilmiş bulunmasına, çekişmeli 170 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatların adlarına beyanlar hanesinde şerh verilenler tarafından oluşturulduğu mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen yerel bilirkişi, tanık beyanları ve uzman bilirkişi raporları ile belirlendiğine göre davacı N…….. ve davalı İsmail 'in diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kadastro hakimi doğru, gerçeğe uygun, infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde açık ve Yargıtay denetimine imkan verir şekilde sicil oluşturmakla yükümlüdür. Sicil oluşturulurken miras bırakanların veraset ilamları veya veraset ilamı düzenlemeye imkan verecek şekilde vukuatlı nüfus kayıtları celbedilip mirasçıları belirlenerek, hisselendirme yapılması, hisselendirme yapılırken mirasçılar arasında cereyan eden akdi ve irsi ilişkilerin nazara alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Bu işlem mahkemece bizzat yapılabileceği gibi uzman bilirkişi aracılığı ile de yaptırılabilir. Mahkemece yapılan hisselendirme (veraset ilamı ve tüm nüfus kayıtları dosyada bulunmadığı ve hisselendirmenin hangi esasa göre yapıldığı belirtilmediği için) Yargıtay denetimine imkan vermemektedir. Hal böyle olunca, miras bırakanlarla ilgili tüm nüfus kayıtları celbedilip, gerektiğinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25.maddesi gereğince veraset ilamı düzenlenmeli, uzman bilirkişi aracılığı ile (mirasçılar arasında yapılan akdi ilişkilerde nazara alınarak) hisse dökümü yaptırılıp sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 9.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.