MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 232 ada 6, 7 ve 9 parsel sayılı 53.52, 1.338.21 ve 9.681.34 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, 232 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 1960 tarihinden itibaren ...'nın fiili kullanımında bulunduğu, 232 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise 1990 tarihinden beri tamamı 10 pay kabul edilerek 5 payının ..., 2 payının ..., 1'er payının ..., ... ve ... kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmazların muris ...'den intikal ettiği ve taksim edilmediği iddiasına dayanarak lehlerine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesi'nde dava açmışlar, askı ilanı süresinde dava açılmadığından Kadastro Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davalıların kullanımında olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa'nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4/1. maddesi; 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak ... adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda; davacılar tarafından, 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kadastro ile tutanakların beyanlar hanesinde lehlerine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle askı ilan süresinden sonra dava açılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların, ...ye karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu da dikkate alındığında askı ilanı süresinden sonra kadastro tespitine karşı açılan eldeki davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Kullanım kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, tespit maliki ... ile birlikte varsa tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup; davacıların, ...ye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü bulunduğundan bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re'sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca; Sulh Hukuk Mahkemesince, bu tür davalarda görevsizlik kararı verilerek talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair hüküm kurulması gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.