Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 101 ada 14 parsel sayılı 9300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz A…….., 115 ada 5 parsel sayılı 3400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Z………, 120 ada 4 parsel sayılı 6443 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz İ………; tapu kayıtları nedeniyle 104 ada 95, 99 ve 106 ada 40 parsel sayılı 12300, 5600 ve 18600 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar A……..; vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 101 ada 58 parsel sayılı 14500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz A………; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 101 ada 20, 108 ada 11 ve 36 parsel sayılı 7300, 1128 ve 1700 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar H…….. mirasçıları; vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 103 ada 20, 105 ada 26, 106 ada 51, 52, 53 ve 108 ada 37 parsel sayılı 5400, 21000, 5100, 4900, 4900 ve 5500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar H…….. mirasçıları; vergi kaydı, satın alma, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 101 ada 88 ve 105 ada 79 parsel sayılı 31000 ve 1900 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Z………., 105 ada 77 ve 80 parsel sayılı 1600 ve 7600 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar N…….., 105 ada 78 ve 117 ada 49 parsel sayılı 1500 ve 40700 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar İ……..; vergi kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 107 ada 54 parsel sayılı 8400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz N…….. adına tespit edilmiştir. Yasal süresi içinde S……… mirasçıları vekili ortak muris H…….'tan kalmış taşınmazların miras payları oranında davacılar adına tescili istemiyle; N………, Z……… ve İ…….. 101 ada 20, 103 ada 20, 105 ada 26 ve 106 ada 51 parsellerdeki kardeşleri M…….. payının satın alma nedeniyle adlarına tespiti gerektiği iddialarıyla ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; S…….. mirasçıları davasının reddine; N…….., Z………. ve İ……. davalarının kabulüne; dava konusu 101 ada 14, 58, 104 ada 95, 99 ve 106 ada 40 parsellerin A……..; 101 ada 20, 103 ada 20, 105 ada 26 ve 106 ada 51 parsellerin 4/15'er paylarının N…….., Z……… ve İsmet, 3/15 paylarının N……..; 101 ada 88, 105 ada 79, 106 ada 53, 108 ada 37 ve 115 ada 5 parsellerin Z………, 105 ada 77, 80, 106 ada 52, 107 ada 54 ve 108 ada 11 parsellerin N………; 105 ada 78, 117 ada 49 ve 120 ada 4 parsellerin İ………108 ada 36 parselin 1/2 hisselerle İsmet ve Z……… adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M…….. ile davacı S………. mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, H…….mirasçısı S……… 'ın muris tarafından kendisine ayrılan taşınmazları üçüncü kişilere sattığı ve temyize konu taşınmazlarda bir hakkının bulunmadığı mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile belirlendiğine göre S………. mirasçılarının tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün ONANMASINA, 2-M……… 'in temyizine gelince; davalının temyizi 101 ada 20, 103 ada 20, 105 ada 26, 106 ada 51, 52, 53, 108 ada 11, 36 ve 37 sayılı parsellere ilişkindir. a) M……… 'in temyizine konu edilen 106 ada 52, 53 ve 108 ada 11, 36 ve 37 sayılı taşınmazlar H..... K.... mirasçıları adına tespit edilmiş; bu parsellere S……… mirasçıları dışında dava açan olmamıştır. S……… 'ın davası reddedildiğine ve olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi gereğince mahkemenin gerçek malik araştırma yapma imkanıda bulunmadığına göre bu parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece redle sonuçlanan dava dışında açılmış bir dava bulunmadığı halde tespitler iptal edilip temyiz eden M……… 'nin hissesinin dava ikame etmeyen kişiler adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır. b- Davalı M……… 'nin 101 ada 20, 103 ada 20, 105 ada 26 ve 106 ada 51 sayılı parsellere ilişkin temyizine gelince; dava ve temyize konu taşınmazlar irsen intikal, vergi kaydı, satın alma ve zilyetliğe dayanılarak H……. K……… mirasçıları adına tespit edilmiş; N…….., Z………. ve İ……… , kardeşleri M……….'nin hissesini satın aldıkları iddiasıyla dava açmışlardır. Çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanları H……. 'e ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı ve davalı M……….'nin mirasçı olduğu hususunda bir uyuşmazlak bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazdaki davalı hissesinin davacılara satılıp satılmadığı konusundadır. Davacılar 16.7.1984 tarihli satış senedine dayanmışlardır. Davalı senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, okuma yazma bilmediği için ömründe hiç bir şekilde imza kullanmadığını, bütün resmi işlerinde mühür kullandığını ifade etmiş bu hususun araştırılmasını istemiştir. Senedi tasdik eden köy muhtarı H…….. imzanın huzurunda atılmadığını, tanık Haydar ise; tanımadığı bir kadının arzuhalcide senedi imzaladığını ancak bu kadının davalı olup olmadığını bilmediğini yüzleştirme yapılması halinde teşhis edebileceğini bildirmiştir. Sahtelik iddiasına rağmen davalının savunması ile ilgili hiç bir araştırma yapılmamıştır. Davalı belirtilen şekilde bir savunmada bulunduğuna göre; davalının imza veya mühür kullanma durumunda bulunduğu tüm dairelerden (İlçe Seçim Kurulu, Bankalar, Tarım Kredi Kooperatifleri vs) belgeler getirtilip imza kullanıp kullanmadığı belirlenmeli, imza kullanma durumunda bilirkişi aracılığı ile senetteki imzanın davalıya ait olup olmadığı saptanmalı, senedin sahteliği ispat edildiğinde bir başka delile dayanılıp dayanılamıyacağı tartışılmalı, gerektiğinde senet tanıkları ile davalı yüzleştirilip, senedi imzalayan kişinin davalı olup olmadığı araştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma, inceleme yapılmaması isabetsiz olduğu gibi, karar başlığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesine uygun olarak düzenlenmemeside usul ve yasaya aykırı temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan hükmün bu nedenlerle (kararın 2/a ve b bentlerinde yazılı) BOZULMASINA, 9.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.