Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 106 ada 205, 106 ada 195, 106 ada 238, 106 ada 432, 107 ada 36, 107 ada 37, 130 ada 20, 130 ada 130, 133 ada 14, 133 ada 121, 141 ada 38, 141 ada 83, 141 ada 135, 148 ada 189, 149 ada 17, 149 ada 101, 149 ada 121, 149 ada 137 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim, hisse devirleri, vergi ve tapu kayıtları nedeniyle hisseli oiarak davalılar adına, 130 ada 45 parsel sayılı taşınmaz Ahmet, 141 ada 48 parsel sayılı taşınmaz Fatma, 141 ada 91 parsel sayılı taşınmaz Mehmet ve müşterekleri adına, 141 ada 112 parsel Ali mirasçıları adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmişlerdir. Davacılar, taşınmazların kök miras bırakan Hasan'dan kaldığına ve taksim edilmediğine dayanarak dava açmışlardır. Halil davacılar yanında davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 130 ada 45, 141 ada 48 ve 91, 156 ada 8 parsele ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine ve taşınmazların tespit gibi tescillerine, 141 ada 112 parselin "A" bölümüne ilişkin davanın kabulü ile 2760 metrekarelik bu bölümün Hasan mirasçıları adına tesciline, geri kalan 4909.74 metrekarelik bölümün tespit gibi tesciline, diğer parsellere ilişkin davaların esastan reddi ile tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davacılar vekili ile müdahil tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 130 ada 45 sayılı parsel, 141 ada 48 sayılı parsel, 141 ada 91 sayılı parsel ile 156 ada 8 sayılı parsel hakkında açılan davadan 24.01.1996 tarihli oturumda vazgeçilmiş ve bu yöndeki beyan usulen belgelendirilmiş olduğuna göre, davacı vekilinin anılan parsellere yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Davacılarla müdahilin temyizine gelince; davacıların ve katılanın temyizi 141 ada 112 sayılı parselin davalılar adına tescile karar verilen bölümü ile feragate konu olmayan diğer davalı parseller hakkındadır. Temyize konu taşınmazlar irsen intikale, taksime ve hisse satışlarına dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş; davacılar taşınmazın kök muris Hasan'dan kaldığı, taksim ve hisse satışının olmadığı nedenine dayanarak dava açmışlar; mahkemece taşınmazların kök muris Hasan'a ait iken ölümü ve taksimle davalılara intikal ettiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazların kök muris Hasan'dan kaldığı yapılan soruşturma ile belirlenmiştir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, Hasan'ın ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse bu taşınmazların kime isabet ettiği ve mirasçılar arasında hisse satışı bulunup bulunmadığı konusundadır. Uyuşmazlık taksime ve hisse satışına ait bulunduğuna göre, ispat külfeti davalılara düşmektedir. Taşınmazlardaki davacıların hisse satışları ile ilgili senetlerin sahteliği ileri sürülüp bu konuda Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest bir davanın olduğu anlaşılmaktadır. Senette yazılı taşınmazların kadastrosu yapılıp tutanak tanzim edildiğine, taşınmazların aynı da davalı olduğuna göre senet iptali davasının Kadastro Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, öncelikle Asliye Hukuk Mahkemesi bilgilendirilip, mahkemenin senet iptali ile dava dosyasının görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine devri sağlanmalıdır. Asliye Hukuk Mahke mesindeki dosyanın devrinin sağlanmasından sonra her iki dosya birleştirilip, taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri sorulup, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, taşınmazları İyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tarafsız senet tanıkları ile teknik bilirkişi huzuru ile keşif icra olunmalıdır. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve senet tanıklarından muris Hasan'ın Ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, mirasçılar arasında hisse satışı yapılıp yapılmadığı, senetlerin münderecatının doğru olup olmadığı (senet tanıklarından), tereke taksim edilmişse davalı parsellerin kime isabet ettiği, davalılara isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmişse nereden verildiği ve akıbetlerinin ne olduğu, taşınmazları kimin, ne zamandan beri, ne suretle kullandığı, davalılar kullanıyor ise bu kullanmanın nizalı olup olmadığı, kullanmaya diğer mirasçılar ses çıkarmamışsa bunun neye dayalı olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde muristen intikal eden tüm taşınmazlarla ilgili tutanaklar getirtilip incelenmeli, senetler uygulanıp kapsamları belirlenmeli, Asliye Hukuk Mahkemesinde senetlerle ilgili inceleme yapılmamışsa senetlerin sahte olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 106 ada 195 sayılı parsel yerine 109 ada 195 sayılı parsel hakkında hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı, temyiz İtirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 03.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.