Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6966 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 7646 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü.Kadastro sırasında 296 ada 3, 4, 8, 2, 5 ve 9 parsel sayılı 13518.28, 5006.77, 25534.53, 152205.81, 27537.24 ve 11014.90 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacılar Necla ve arkadaşlarının davalarının reddine, davacılar Abdulkerim ve arkadaşlarının davalarının kısmen kabulüne, çekişmeli 3, 4 ve 8 nolu parsellerin Şeyhmuz ve Niyazi mirasçıları adlarına payları oranında, 2, 5 ve 9 nolu parsellerin Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, kesin hüküm taraflar yönünden kesin delil, taraf olmayanlar yönünden ise güçlü delil niteliğinde olduğuna ve dayanılan tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsadığı kanıtlanamadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca taşınmazların imar ve ihya yoluyla kazan??lması mümkün bulunmadığına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan 296 ada 2, 5 ve 9 sayılı parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,2- Dava konusu 296 ada 3, 4 ve 8 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece sözü edilen parseller yönünden zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Çekişmeli parsellerin öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, gerek belirtmelik tutanağında gerekse kadastro tutanağının iktisap sütununda açıklanmıştır.Taşınmazların nazım imar planı ve konut alanı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17/2. maddesi gereğince Belediye nazım imar planında kalan taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir, öte yandan taşınmazların tapu kayıtları kapsamında kaldığı kanıtlanamadığı gibi kayıt maliklerinin fiili kullanımı da olmadığından kayıtlara değer verilmesi mümkün değildir. Kesinleşen kararlar taraflar ve halefleri yönünden bağlayıcı olup taraf olmayan kişiler yönünden ise güçlü delil niteliğindedir. Bu güçlü delilin ise aksi kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca; davanın reddine ve taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davacılar Necla, Nasafet, Ferruh mirasçılarının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine, Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün Hazine yararına (BOZULMASINA), 4.7.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.