MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda ... çalışma alanında bulunan 5882 parsel sayılı 2.386,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2008 yılından beri davalı ... 'ın kullanımda olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın evveliyatında 4705 parsel numarasıyla bir bütün olarak kullandığını, bir kısmının kullanıcısı olarak eşi ... adına tespit yapıldığı halde diğer kısmının hiç ilgisi bulunmayan davalı ... adına kullanıcı tespitinin yapıldığını öne sürerek iptali ile adına kullanıcı tespitinin yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın davada taraf olmayan Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, davalı olarak gösterilen ... 'ın taraf sıfatının bulunmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Dairemizce yapılan geri çevirme sonucunda dosyaya getirtilen kayıtlara göre; çekişmeli taşınmazın öncesinde 4705 parsel numarasıyla orman sınırları dışına çıkartılarak 1991 yılında ... adına tespit ve tescil edildiği, bilahare 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sonucunda 5817 ve 5882 parsel numaralarıyla ikiye ifraz edilerek dava dışı 5817 parsel sayılı taşınmazın ... dava konusu olan 5882 parsel sayılı taşınmazın ise davalı olarak gösterilen ... adına kullanıcı tespitlerinin yapılarak askı ilanına çıkarıldığı askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açılmaması nedeniyle kesinleştirilerek tapu kayıtlarının oluşturulduğu, çekişmeli taşınmazın davalı ... tarafından 10.05.2013 tarihinde ... kayden satın alındığı ve adına tapu kaydının düzenlendiği belirlenmiştir. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte tapu kaydında kullanıcısı olarak görünen ...'a karşı dava yöneltilmiş, malik olarak bulunan Hazine ise taraf olarak gösterilmemiştir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, kadastro tutanağının mülkiyet hanesinde adı yazılı tespit malikleri ile varsa tutanağın beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. Taraf teşkili kamu düzenindendir ve davanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Diğer yandan; dava, 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda beyanlar hanesine yönelik itiraz olarak açılmış ise de; yargılamanın bitmesinden sonra, temyiz aşaması sırasında taşınmazın satın alma nedeniyle malik sıfatının değişmesinden dolayı davanın niteliğinin zilyetliğin tespiti davasına dönüştüğünün kabulü gerekir. Hal böyle olunca; davanın açıldığı tarihte malik olan ve taşınmazı diğer davalıya satılmasından dolayı ekonomik olarak menfaat elde etmiş bulunan ... davaya dahil etmesi için davacı tarafa usulüne uygun şekilde imkan ve süre tanınmalı, daha sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esasına girilerek kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte davacı lehine zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, oluştuğunun kabul edilmesi halinde tespit hükmü kurulmalı, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.