Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6820 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19300 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... çalışma alanında bulunan, 111 ada 373 ve 378 parsel sayılı 21.941.24 ve 792.796,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ham toprak niteliğinde ... adına tespit ve ve tescil edilmiştir. Davacı ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 111 ada 373 parsel sayılı taşınmazın 21.296,00 metrekare, aynı ada 378 parsel sayılı taşınmazın 3.444,50 metrekare yüzölçümündeki tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre bir kimse aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlikle sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümüne kadar taşınmaz malı iktisap edebilir. Dosya kapsamından belirtilen madde uyarınca davacı adına dava konusu taşınmazların bulunduğu Konakpınar Köyü çalışma alanında 92.617,95 metrekare yüzölçümünde taşınmaz tespiti yapıldığı, ayrıca davacı ...'nin taraf olduğu Kadastro Mahkemesi'nin 2008/141 ve 142 Esas sayılı dava dosyalarının bulunduğu, eldeki davada davacı ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin yüzölçümünün toplam 24.740,50 metrekare olduğu, bu haliyle davacının zilyetlikten kazanabileceği taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasının üstünde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacının taraf olduğu Kadastro Mahkemesi'nin 2008/141 ve 142 esas sayılı dava dosyaları da getirtilerek, bu davalarda davacı adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil kararı verilen taşınmaz bulunup bulunmadığı da gözetilerek davacıya bu husustaki beyanları sorulmalı, gerektiğinde davacıya tercih hakkı hatırlatılarak 14. madde de öngörülen miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek taşınmaz ya da taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilebileceği düşünülmelidir. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlaması yönüyle değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.