Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6809 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14181 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında, ... çalışma alanında bulunan, 116 ada 9, 119 ada 12 parsel sayılı 3.128,17 ve 3.979,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar miras yolu ile gelen hak, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... çekişme konusu taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla tüm ... mirasçıları adına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 116 ada 9 ve 119 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar 64 pay kabul edilerek 32 payının ... kızı ..., 12 payının davalı ..., 4 payının ..., 4 payının ..., 3’er paydan 12 payın ... mirasçıları ..., ..., ..., ... adlarına tapuya tesciline, 119 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davalı ...’a ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm davacılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ...'dan kaldığı, 1/2 payının 1938 ölüm tarihli ... ondan da kızı dava dışı ...'ye, 1/2 payının ise davacılar ve davalının murisi ... kızı ...'ye kaldığı taksim yapılmadığı, ancak davacılar babası muris ...'in payını davalı ...'e bağışladığı kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ...'dan evlatları ... ve ...'ye kaldığı, ...'nin 1939 yılında ölümünden sonra taşınmazların davacıların babası ... tarafından kullanılmaya başlandığı, ...'in sağlığında bütün mal varlığını torunu ve davalı ... bağışladığı ancak zilyetliği devretmediği, taşınmazların ... tarafından tereke adına kullanıldığı ve zilyetlik devredilmediği için yapılan bağışın geçersiz olduğu ancak çekişme konusu taşınmazların davacıların babası ...'in ölümünden sonra malik sıfatı ile davalı ... tarafından kullanılmaya başlandığı ve halen kullanıla geldiği sabit olup ihtilaf konusu da değildir. Taraflar arasındaki asıl ihtilaf çekişme konusu taşınmazların davalı ... tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı ... 1977 yılında dedesi ...'in ölümünden sonra çekişme konusu taşınmazları kullanmaya başladığında babası ... oğlu ... sağ olduğuna göre davalı ... terekeye göre üçüncü kişi durumunda bulunmaktadır. Davalının babası Abdülkadir'in 2000 yılında öldüğü göz önüne alındığında davalı taraf lehine babasının ölümüne kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.