MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 113 ada 33 parsel sayılı 184.47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2005 yılından beri ..., ..ve ...'in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 6292 sayılı Kanun gereğince yapılan satış işlemi ile 25.02.2014 tarihinde 1/3'er payla Hazine, ... ve ... adlarına tescil edilmiştir. Davacı ..., beyanlar hanesinde isim bilgisinin hatalı yazıldığı gerekçesiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 113 ada 33 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ...'in isminin .... olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kaydının beyanlar hanesindeki isim yanlışlığının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda kayıt maliki sadece ilgili sıfatı ile taraf gösterilmekte, özü itibarı ile de dava, 6100 sayılı HMK'nın 382/ç-l maddesi uyarınca hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltme istemine dair olması sebebiyle çekişmesiz yargı işi olup, aynı Kanun'un 383. maddesi uyarınca da Sulh Hukuk Mahkemesi görevli bulunmaktadır. Görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle mahkemece re'sen göz önüne alınacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek açılan davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.