Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6761 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1844 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 123 ada 44 parsel sayılı 5.754,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 tarihinden itibaren ...'ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., aynı iddiaya dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ve müdahilin davasının kabulüne, çekişmeli 123 ada 44 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve verasete iştiraken muris ... mirasçılarının kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı; çekişmeli 123 ada 44 parsel sayılı taşınmazın müşterek muris ...'tan intikal ettiği, taksim yapılmadığı ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasıyla dava açmış, davalı; kök muris ...'ın sağlığında, taşınmazı babası ...'a devrettiğini, uzun süre onun kullandığını ölümüyle de kendisi tarafından kullanıldığını, davacı tarafın taşınmazda zilyet olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; taşınmazın tarafların müşterek murisi ...'tan intikal ettiği, davalının geçerli bir taksim yapıldığını ispatlayamadığı, taşınmazı bir süreden beri ...'in çocuklarından bir kısmının kullanmasının diğer mirasçıların haklarını etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın iştiraken muris ... mirasçılarının kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Taraf beyanları ve mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından, dava konusu taşınmazın evveliyatında tarafların kök murisi ... kullanımında olduğu kuşkusuzdur. Ancak taşınmazın taksim veya hibe edilip edilmediği, muristen sonra taşınmazın kim tarafından ne şekilde kullanıldığı yönündeki beyanlar uyuşmazlığı aydınlatmaya yeterli değildir. Ayrıca tespit bilirkişileri de dinlenmeden yetersiz beyanlara dayanılarak tespite aykırı sonuca varılmıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece çekişmeli taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız mahalli bilirkişi, tespit bilirkişilerin tümü ve taraf tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın müşterek muris ... tarafından mirasçılardan birine hibe edilip edilmediği veya ölümüyle mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın tespit tarihinde ve öncesinde kimin fiili kullanımında bulunduğu detaylı olarak sorulup saptanmalı, mahalli bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişi beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; kadastro hakiminin doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu göz ardı edilerek ... mirasçılarının isimleri belirtilmeden genel ifadeyle iştiraken ... mirasçıları kullanımında bulunduğu şeklinde şerh verilmesine karar verilmesi de isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.