Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6656 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 6913 - Esas Yıl 2003
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 227 ada 55, 232 ada 11 ve 239 ada 2 parsel sayılı 3506.75, 1157.29 ve 2208.33 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 55 ve 2 nolu parseller irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ve davalılar,11 nolu parsel de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılardan Mustafa adına tespit edilmiştir. Davacı Muharrem, yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazlardan 55 ve 2 nolu parsellerin müşterek muris tarafından sağlığında kendisine bağışlandığını ve bağış tarihinden bu yana zilyetliğinde olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemi dava konusu 227 ada 55 ve 239 ada 2 sayılı pars ilişkindir. Çekişmeli parsellerin öncesinin miras bırakan Murat'a ait olduğu tapusuz bulunduğu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu 227 ada 55 sayılı parselin senetle dava konusu 239 ada 2 sayılı fiilin ise sözlü olarak davacıya bağışlanıp bağışlanmadığına ilişkindir. L bağış olgusuna dayandığına göre bağışın varlığını, tarihini ve taşını kendisine teslim edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı 227 ada yılı parsel yönünden 27.2.1984 tarihli senede dayanmıştır. Senedin ; parsele uyduğu anlaşılmaktadır. Senet altındaki imzanın miras bırakan tarafa ait olup olmadığının kanıtlanması gerekir. Murat'a ait tatbike medar imzalar getirtilerek imza yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerek mahkemece bu yönde işlem yapılmaksızın hüküm kurulması isabet: 239 ada 2 sayılı parsel yönünden davacı sözlü bağışa dayanmış ise bağış olgusunu kanıtlayamamıştır. Bu parsel yönünden davanın reddine verilmesi doğrudur. Ancak mirasçı olan davalılardan Fatma ve Bedriye yi kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu maddesi gereğince davanın kabulü kesin hükmün sonuçlarını doğurur, kemece davayı kabul eden mirasçıların paylarının davacı adına tescili gerektiği düşünülmeksizin hüküm kurulması da isabetsizdir. Temyiz itirazların nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.