Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6629 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5103 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 41 ada 32 parsel sayılı 86400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H…….., yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında H……….., A…….. ve K……… ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı Hasan'ın davasının kabulüne, müdahillerin davalarının reddine ve çekişmeli parselin fen bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 57.357 metrekarelik bölümünün yargılama sırasında ölen davacı H…….. mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin bulunmadığı zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz kadastro tesbiti sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle Hazine adına tesbit edilmiş davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece tesbite aykırı sonuca varıldığı halde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmamış, davacının dayandığı tazminat dosyası getirtilmiş olmasına rağmen mahalline uygulanıp tazminata konu olan arazinin bu taşınmaz veyahut bu taşınmazın bir bölümü olup olmadığı belirlenmemiş, bu belirlenme yapılmadığı için değerlendirmede nazara alınmamış, taşınmazın üzerinde kekik, kenger gibi kendiliğinden biten bitkilerin olduğu ve uzun süredir tarım ziraati yapılmadığı belirtildiği halde kullanmanın ne suretle cereyan ettiği ve ekonomik amaca uygun bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılmadan hüküm kurulmuştur.Eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında cereyan eden davanın dilekçesi, keşif zaptı, ve krokisi yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişiler aracılığıyla uygulanıp söz konusu dosyanın bu taşınmazla ilgili olup olmadığı belirlenmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, mer'a, otlak gibi kamu yararına tahsis edilen veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin olup olmadığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberde getirilecek uzman ziraat mühendisi veya mühendisler kurulundan taşınmazın niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz üzerindeki kekik, kiriş, kenger gibi bitkilerin mer'a bitkisi olup olmadığı sorulup saptanmalı, bilirkişi raporunun önceki raporla çelişmesi halinde bu çelişkinin nedeni üzerinde durulup giderilmesine çalışılmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişileri arazi başında tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tazminat dosyası ve diğer bütün deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.