MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 195 ada 22 ve 30 parsel sayılı 3.543,50 ve 871,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla niteliğiyle davalıların miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... Tüzel Kişiliği vekili taşınmazların davacı köyün sınırları içinde kaldığını ve mera olduğunu öne sürerek davalı taraf adına oluşan tapu kaydının iptali ile davacı Köy Tüzel Kişiliği adına mera niteliğiyle tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı taraf da tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı köy vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazların davacı Köyün tutunduğu tapu kaydında geçen yayla sınırlarının dışında kaldığı ve böylece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların 22.09.1929 tarihli tapuya tescil edilen hudutnameye göre kendi köylerine ait yayla sınırları kapsamında kaldığını öne sürmek suretiyle aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak eldeki dava ile birlikte yaklaşık 20 adet dava açmıştır. Davalı tarafça taşınmazın mera alanında kalmayıp, özel mülkiyete konu alanlarda kaldığı savunulmuş; hatta eldeki dosyada olduğu gibi diğer bir kısım dosyalarda da taşınmazlara ait olduğu ileri sürülen tapu kayıtlarına da dayanılmıştır. Mahkemece aynı yönde verilen kararların davacı Köy tarafından aynı nedenlere dayalı olarak temyiz edildiği anlaşılmakla çoğunluğunun temyiz incelemesi Dairemizce aynı gün yapılmıştır. Davacı taraf, davalıların yaşadığı ... Köyü Tüzel Kişiliği ile kendi köyleri arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/.. Esas sayılı dava dosyası ile çekişmeli taşınmazların da bulunduğu geniş bir alan hakkında aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak dava görüldüğünü ve bu alanın köylerinin yaylasına ait hudutname kapsamında kaldığı yönünde lehlerine karar verildiğini öne sürmüş ve delil olarak bu ilama da dayanmıştır. Söz konusu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/... Esas sayılı dava dosyasının tüm aramalara rağmen bulunamadığı bildirilmiş ise de dosya arasında bu ilamın infazına ilişkin İcra Müdürlüğünün 1985/... sayılı dosyasının bir örneğinin bulunduğu, içinde de mahkeme ilamının dayanağı haritanın suretinin olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ilamının incelenmesinde ... Köyü Tüzel Kişiliğince ... Köyü Tüzel Kişiliğine karşı meraya el atmanın önlenmesi istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda İşvan mezrasının davacı köye ait olduğu kabul edilmek suretiyle ".... güneyi Mezarlık, ağıl, Çayır yolu, sigalı sırt ile çevrili işvan mevkiindeki meraya davalı ... Köyünün müdahalesinin önlenmesine" karar verildiği, ilamın arkasındaki şerhe göre de temyiz üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince hükmün onandığı ve karar düzeltme talebinin de reddine karar verilerek hükmün 06.12.1984 tarihinde kesinleştiği ve anılan icra dosyasıyla infazının yapılarak ilamın dayanağı haritada taralı alanın davacı köy muhtarına 06.07.1985 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece; davacı tarafça delil olarak dayanılmasına rağmen bu ilam ve dayanağı harita keşifte uygulanmamış, fen bilirkişisince ilamın dayanağı olan harita ... tarafından düzenlenen 1/25000 ölçekli harita) ile kadastro paftası çakıştırılmamış, söz konusu haritada gösterilen sınırlar ile eldeki dosyada taraf tanıklarınca gösterilen sınırların aynı yeri işaret edip etmedikleri belirlenmemiştir. Öte yandan dosya kapsamına göre; davacı tarafın dayandığı yayla hudutnamesinin haritasının bulunmadığı, hudutnamede davalı taşınmazın da bulunduğu güney yönündeki sınırın "mezarlık, ağıl, çayıryolu, sigalı sırt" olarak belirlendiği görülmektedir. Taşınmazlar başında yapılan keşif sonucunda fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve haritada anılan sınırlar yerel bilirkişi, taraf tanıkları, tespit bilirkişilerince gösterilen sınırların harita üzerinde işaretlenmiştir. “Sigalı sırt” dışındaki diğer sınırlarda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, anılan sınırın ise davacı tanıkları tarafından farklı bir yerde, davalı tanıkları ve yerel bilirkişilerce ise daha başka bir yerde gösterildiği anlaşılmıştır. Mahkemece tarafsız olduğu kabul edilen yerel bilirkişi beyanlarına değer verilerek hüküm kurulmuş ise de 1/25000 ölçekli memleket haritasına göre daha kapsamlı, mevkii, dere, yol isimlerini ayrıntılı olarak gösteren askeri haritalar getirtilmek suretiyle gösterilen sınırların bu haritalar üzerinde çakıştırma yapılmak suretiyle denetlenmesi düşünülmemiştir. Ayrıca, mahkemece özellikle nokta sınır şeklinde gösterilen mezarlık, ağıl sınırları ile çayır yolu sınırlarının neye göre birleştirilerek çekişmeli taşınmazların anılan sınırlar dışında kaldığının kabul edildiği (zira hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli haritada sınırlar arasında bir birleştirme yapılmamış, yalnızca sınırlar nokta şeklinde gösterilmekle yetinilmiştir.) de anlaşılamamaktadır. Diğer yandan haritaya göre birden başlayıp bitmiş gibi görünen çayır yolunun devamının olup olmadığı hususu da açıklığa kavuşturulmamıştır. O halde; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemeyeceğinden öncelikle davalı tarafın tutunduğu hangi tapu kaydına dayandığı sorulmalı (zira bir kısım dosyalarda da çok sayıda tapu kayıtlarının sunulduğu gözlemlenmiştir), dayanılan tapu kaydı tedavülleriyle birlikte getirtilmeli, taşınmazların bulunduğu mevkiiyi ayrıntılı şekilde gösteren askeri haritalar bulunduğu yerden istenilmeli bu şekilde eksiklikler tamamlandıktan sonra daha sonra mahallinde komşu köylerden; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu; taraf tanıkları ve uzman harita mühendisi bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişilerden taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin davacı köye ait mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, davacı köy adına mera olarak sınırlandırılan 195 ada 38 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu taşınmazların da bulunduğu şahıs taşınmazları arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, çayır yolunun yalnızca 195 ada 12, 13, 14 parsellerin kuzeyinden ve 17 parselin içinden geçecek kadar kısa bir yol mu olduğu, yoksa devamı olan daha uzun kadim bir yol şeklinde mi bulunduğu sorulmalı, davacı tarafın dayandığı yayla hudutnamesi ile mahkeme ilamı ve dayanağı olan haritada geçen sınırlar ve davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı yöntemine uygun şekilde okunup sorulmak suretiyle sınırlar tereddütsüz belirlenmeli, teknik bilirkişiden renkli uydu haritası altlık yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazları ve çevresini kapsayan kadastro paftası, ..Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/... Esas sayılı ilamının dayanağı olan harita ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmak ve davacı köy tarafından dayanılan hudutnamedeki sınırlar ile davalı tarafın dayandığı tapu kaydındaki sınırlar harita üzerinde gösterilmek suretiyle rapor hazırlaması istenilmeli, ayrıca mevkileri, yolları, dereleri isimleriyle ve ayrıntılı olarak gösteren askeri haritadan yararlanılarak bu sınırlar harita üzerine işaretlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların mahkeme ilamında taralı olarak gösterilen alan ve davalı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamı içinde kalıp kalmadığı belirlenmeli, mahkeme ilamının taraflar açısından güçlü delil sayılacağı göz önünde bulundurulmalı, taşınmazların dayanılan tapu kaydı ve hudutname kapsamında kalması halinde tapu kaydına mı, hudutnameye mi üstünlük tanınacağı tartışılmalı, aynı nitelikteki davalardan biri hakkında verilecek hükmün, diğerlerini de etkileyeceği göz önünde bulundurularak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz edene iadesine, 14.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.