Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6584 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5349 - Esas Yıl 2006
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 104 ada 217 parsel sayılı 8708.34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü C...... adına tesbit edilmiştir. Davacı A…….., yasal süresi içinde taşınmazın kendi murisi H……..'dan intikal ettiği, davalı tarafa hibe edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile çekişme konusu 104 ada 217 parselin 1/3 hissesinin davacı Ali, 1/3 hissenin davalı Ahmet, 1/3 hissenin de Fatih adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı A…….. ve davalılar A……… ve F……… tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın davacının babası H………'a ait iken bağış yoluyla davalı C……….'ye intikal ettiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz davacının babası H……….'a ait iken 1952 yılında bağış suretiyle davalıya intikal ettiği ve tarihten bu yana davalı tarafça aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla kullanıldığından bahisle davalı C………. adına tesbit edilmiş davacı tutanakta yazıldığı şekilde bağış ve kullanma olmadığı taşınmazın kendisine ait bulunduğu nedeniyle dava açmıştır. Çekişmeli taşınmazın davacının babası Hasan'a ait olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık H………..'ın bu taşınmazı üvey kızı C.......'ye bağışlayıp bağışlamadığı konusundadır. Mahkemece bağış konusuyla ilgili olarak bilgisine başvurulan bilirkişi ve tanıklar bilgiye dayalı bir ifadede bulunmadıkları gibi, kullanma konusunda da birbiriyle çelişen beyanlarda bulunmuşlardır. Ayrıca, davalının öz kardeşi M…….. "taşınmazın üvey babası H……..'a ait iken geçici bir süre kullanması için annesi C……….'ye verdiğini" bildirmiştir. Beyanlar arasındaki çelişki giderilemediği gibi bu beyanlara dayanılarak vicdani bir kanaate varmak ve hüküm kurmakta mümkün bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm delilleri sorulup celbedildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, gayrimenkulü iyi bilen davada menfaati bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve özellikle tesbit bilirkişileri huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek bilirkişi, tanık ve tesbit bilirkişilerinden taşınmazın ilk maliki H……… tarafından davaya konu parselin üvey kızı C……….'ye bağışlanıp bağışlanmadığı, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ne suretle kullanıldığı, şayet bağışlama yok ise tutanağın edinme sebebi sütununa ne suretle bağışlamanın varlığının yazıldığı, muris sağlığında bu taşınmazın üvey kızı C……….'ye bağışlamış ise murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise bu taşınmazın terekeye dahil edilip edilmediği, terekeye dahil edilmemiş ise bunun neye dayalı olduğu, dahil edilmiş ise taksimde kime isabet ettiği, davalıya isabet etmiş ise buna karşılık davacı tarafa ne verildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi, tanık ve tesbit bilirkişilerinin beyanları arasında mübayenet meydana geldiği takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu mübayenetin giderilmesine çalışılmalı, gerektiğinde muris Hasan'dan intikal eden tüm taşınmazlarla ilgili tutanaklar getirtilip incelenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.