MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ... ve arkadaşları, ... çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün murisleri olan babaları Kazım Kulluk adına tapuda kayıtlı 169 ada 36 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde tespit sonrası nedenler için yirmi yıllık süre dolmadığı, tespit öncesi nedenler için ise davanın makul süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de hüküm dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun değildir. Davacılar ... ve arkadaşları, kadastro tespit gününden önceki irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümü hakkında dava açılmıştır. Ayni haklar mutlak nitelikte olup, yasal kısıtlamalar dışında her zaman ve herkese karşı dermeyan edilebilir. 3402 sayılı Yasa'da ve gayrımenkule ilişkin diğer mevzuatımızda kadastro sırasında tescil harici bırakılmış yerlerle ilgili, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanarak dava açılmasını süre yönünden engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu husus HGK'nın 22.04.2015 tarih 2013/8- 2061 Esas ve 2015/1256 Karar sayılı kararında da vurgulanmıştır. Hal böyle olunca; tespit öncesi zilyetliğe dayalı davaların her zaman açılabileceğinin kabulü zorunlu olup, mahkemece, taraflara varsa delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmalı, HMK'nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi, davacı tanıkları ve bildirildiği takdirde davalı tanıkları davetiyeyle çağrılmak suretiyle mahallinde keşif yapılmalı, uyuşmazlık konusu taşınmazın niteliği, taşınmazda zilyetliğin kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarının tespiti ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.