Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 206 ada 30 parsel sayılı 1489,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve 1/2 hisselerle 1965 doğumlu İ...... oğlu İ..... Ö....ve 1937 doğumlu İ...... oğlu O....Ö.... adlarına tespit edilmiştir. Davacı 1941 doğumlu İ...... oğlu A.. R... Ö...., yasal süresi içinde A.. R... olan önadının tutanağın ilgili sütununa yanlışlıkla İ...... olarak yazıldığından düzeltilmesi istemiyle ve Kadastro Müdürlüğünü davalı göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin iki pay kabul edilerek bir payının davacı 1941 doğumlu İ...... oğlu A.. R... Ö.... ve bir payının İ...... oğlu 1937 doğumlu O....Ö.... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Kadastro Müdürlüğünü temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın yarı hissesinin davacıya ait olduğu, İ...... oğlu İ..... Ö....adında birisinin tanınmadığı gerekçesiyle davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava, 1/2 pay sahibi kişinin kadastro tutanağının ilgili sütununa yanlış yazılan adının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Kurulan hükümle 1/2 pay sahibi kişinin adı ile birlikte doğum tarihi de düzeltilmiştir. Dosya içine getirtilen nüfus kaydına göre, aynı köyde O....oğlu 1965 doğumlu İ..... Ö....adlı bir kişi bulunmaktadır. Mahkemece diğer 1/2 payın sahibi 1937 doğumlu İ...... oğlu O....Ö.... ile nüfus kaydı dosya içine getirtilen 1965 doğumlu O....oğlu İ..... Ö....ve Hazine davaya dahil edilmeden hüküm kurulmuştur. Çekişmenin niteliği ve dosya içine getirtilen belgelere göre, diğer 1/2 payın sahibi 1937 doğumlu İ...... oğlu O....Ö.... ile 1965 doğumlu O....oğlu İ...... Ö....'a ve Hazineye husumet yaygınlaştırılarak davaya katılımları sağlandıktan sonra beyanları alınarak ve gerekirse bildirecekleri delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Davalı İdareyi temsilen Hazine vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.