Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 103 ada 406 parsel sayılı 343155.75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ham toprak vasıflı yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı R……….., yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli taşınmazın 6.6.2006 tarihli fen bilirkişiler raporunda 406/A olarak gösterilen kısmının tarla vasfı ile davacı R……….. Yıldırım adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikale den yerlerle ilgisinin olmadığı zilyetlikle mülk edinme şartlarının adına tescil kararı verilen yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiş; davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece tesbite aykırı sonuca varıldığı halde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmamış, arazi başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmemiş, bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmaz ve çevresinin yayla yeri olduğu belirtildiği halde arazinin coğrafi anlamda yayla olup olmadığı, yayla değil ise kullanmanın ekonomik amaca uygun bulunup bulunmadığı, usulen araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmazla aynı adada yer alan tüm parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosyaya konulduktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları teknik ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmaz başında icra edilecek keşif sırasında varsa tarafların dayandığı kayıtlar uygulanıp kapsamı belirlenmeli, dinlenecek yansız yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne surette kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın ve çevresinin kamu orta malı niteliğinde mer'a veya yayla olup olmadığı, taşınmazın senede kaç gün ve ne surette tasarruf edildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla, arazi başında ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip arazinin niteliği ve kullanım hususu kesin olarak belirlenmeli, beraberde götürülecek uzman ziraat mühendisi veya ziraat mühendisleri kurulundan taşınmazın niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bu raporun önceki bilirkişi raporuyla çelişmesi halinde nedeni üzerinde durulup giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanacak kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi taşınmazın geri kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmaması da usul ve yasaya aykırıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.