MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAHİLİ DAVALI : ...DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kullanım kadastrosu sırasında... Mahallesi çalışma alanında bulunan 107 ada 16 ve 163 ada 19 parsel sayılı 158,59 ve 217,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların sahibi olan kişiden muvafakat aldığı iddiasına dayanarak beyanlar hanesine kullanıcı olarak kendi adının şerh düşülmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında taşınmazı satın almak isteyen ... davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 16 parsel ile 163 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacının zilyet olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; 3402 sayılı Kadastro Yasası'na 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile getirilen Ek-4. madde kapsamında yapılan kullanım kadastrosu sırasında orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının taşınmazlara zilyet olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesi, "6831 sayılı Yasa'nın 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ve 2896 ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun'un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği" hükmünü taşımakta olup, maddenin amacı kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak kullanan ve kullanımları korunması gerekli koşulları taşıyan kişilerdir. Ne var ki mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıklarının yetersiz ve soyut içerikli beyanları esas alınarak hüküm kurulmuş, taşınmazlar bahçe niteliğiyle tespit edilmiş olmasına rağmen taşınmazlar hakkında ziraat bilirkişisinden rapor alınmamıştır. Bu tür davalarda çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği ve tespit tarihi itibariyle kullanım durumunun açıklığa kavuşturulması zorunlu bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece mahallinde fen bilirkişisi, ziraatçi bilirkişi, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların ne şekilde, tespit tarihi itibariyle kimin fiili kullanımında olduğu hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın niteliği ve kullanım şekli hakkında rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.