MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan eski 1193 (yeni 28144 ada 1) parsel sayılı 4.631,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, ... Kadastro Mahkemesi'nin 08.02.1994 gün 1991/432 Esas, 1994/166 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın adına tesciline karar verilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 2/B vasfında olduğuna ve kendi fiili kullanımında bulunduğuna dair tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli eski 1193 (yeni 28144 ada 1) parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışarısına çıkartıldığının tespiti ile bilirkişi kurulunun 29.06.2015 tarihli raporunda sarı renkle ve (J) harfi ile gösterilen 321.30 metrekarelik taşınmazda davacı ...'ın zilyet olduğunun tespitine ve bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit çalışmaları kapsamında orman sınırları içinde kaldığı, 1976 tarihinde 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasa'nın 2. maddesi kapsamında yapılan çalışmalarda ise orman sınırları dışarısına çıkartıldığı gözetildiğinde, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışarısına çıkartıldığının tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zilyetlik şerhine yönelik temyiz itirazlarına gelince: çekişmeli taşınmazın 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi kapsamında 2/B alanlarında yapılan kullanım veya güncelleme kadastrosuna konu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca: zilyetlik şerhi verilmesine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.