Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6254 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5206 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 266 ve 282 parsel sayılı 28 ve 1044 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar A……, 283 parsel sayılı 816 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz M……… adına tespit edilmiş, Hazinenin tespitlerde uygulanmayan tapu kayıtlarına dayanarak itirazları üzerine tutanağın gönderildiği Kadastro Komisyonu, yetkisizlik kararı vererek tutanak ve eklerini Kadastro Mahkemesine göndermiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Hazine itirazlarının reddine ve dava konusu 283 parselin tespit gibi Mehmet, dava konusu 266 ve 282 parsellerin hisseleri oranında A...mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tesbite esas olan ve davalıların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının davaya konu parselleri kapsadığı ve Hazine tapularının taşınmazlarla ilgisinin bulunmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazlar tutanaklarında yazılı 7.4.1966 tarih 56 ve 3.8.1976 tarih 1 numaralı tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına tesbit edilmiş; davacı Hazine, Temmuz 941 tarih 119 numaralı tapudan gelme 26.3.959 tarih 55 numaralı tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece tapu kayıtları ihdaslarından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtildiği halde mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, tapu kayıtlarında yazılı bir kısım hudutların yerel bilirkişilerce bilinememesine rağmen bu hudutların belirlenmesi için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmadan hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dayanılan tapu kayıtlarının haritasının bulunup bulunmadığı merciinden sorulup celbedilmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında tesbite esas olan tapu kayıtlarıyla Hazine'nin dayandığı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup kayıtlarda yazılı hudutlar bilirkişilere tek tek göstertilmeli, bilirkişilerce gösterilemeyen hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, kayıtlarda yazılı S…………, C…….., çay, A…….. Oğlu M……… tarlası, B……… İ………. yol ve S…….. oğlu H………. tarlalarının neresi olduğunun belirlenmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tüm kayıtların kapsamını belirtir taşınmazların belirlenen bu kapsama göre konumunu gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tesbite aykırı sonuca varıldığı takdirde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip tutanakta yazılı kayıtların taşınmazları ne suretle kapsadığı hususunda bilgileri alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, deliller değerlendirilirken her iki tarafın tapu kaydının hudutlarının aynı olup her iki kayıtta da M………. oğlu A……… ve çay hudutlarının bulunduğu nazara alınarak kayıt kapsamlarının aynı mahalde olması gerektiği düşünülmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 5.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.