Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6239 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1279 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1995 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan, 147 ada 10 parsel sayılı 1.918,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak arsa vasfıyla, adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden önceki tarihten beri kullanıcısı olduğu iddiası ile tapunun beyanlar hanesine adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın zilyedinin davacı ... olduğu hususunun şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının kullanımında olduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.08.1995 yılında kesinleşmiş ve taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi yazılmamıştır. Kadastro Müdürlüğünün 29.12.2015 tarihli yazı içeriğinden de anlaşıldığı şekilde taşınmaz imar uygulamasına tabi tutulduğundan güncelleme çalışması kapsamına alınmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu taşınmazla ilgili olarak 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi kapsamında yeni bir çalışma yapılmamıştır. Davacı kadastro tespit tarihinden önce taşınmazda zilyet olduğunu ileri sürerek dava açtığına göre kesinleşen kadastro tespitinden önceki nedene dayandığı kuşkusuzdur. Bu durumda da davanın açıldığı 14.02.2014 tarihi itibari ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu kuşkusuz olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.