Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6237 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12903 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda, ... çalışma alanında bulunan 363 ada 19 parsel sayılı 12.449,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle ... adına tespit edilmiş, hükmen ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece 8. Hukuk Dairesi'nin 20.12.2011 tarih ve 2011/4997-7352 sayılı usule ilişin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 363 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı ... dayandığı tapu kaydı kapsamında kalmadığı ve davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, taşınmazın dayanağı olan ve davalı ... 'nin tutunduğu Haziran 1944 tarih ve 206 ila 219, 222 ve 224 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte varsa haritalarıyla getirtilip çekişmeli taşınmazın başında yapılan keşif sırasında uygulanmadan, tapu kayıtlarının zemine uygulanabilirliği denetlenmeden, Kadastro Mahkemesi'nin 2005/60 Esas sayılı dosyasına atıf yapılarak kök tapu kaydının zilyetleri adına tescil edildikleri hüküm yerinde açıklanmıştır. Yine, keşifte davacı tanıkları ile yerel bilirkişi beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden, davacının taşınmaza hangi tarihten beri ne kadar süreyle zilyet olduğu hususu kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Eksik araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında davalı Hazinenin dayandığı tapu kayıtları, komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle, 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile varsa haritası yöntemince uygulanmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazların ... tutunduğu tapu kaydının kapsamında kalması halinde kaydın oluşum tarihinden geriye yönelik 20 yıl boyunca davacının ekonomik amaca uygun zilyetliği olup olmadığı üzerinde durulmalı ve fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkiler giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.