MAHKEMESİ : SİİRT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2013/71-2013/459 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli olmadığı açıklanarak; öncelikle taşınmazın hangi nedenle tespit harici bırakıldığının Siirt Kadastro Müdürlüğünden sorulması, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenilmesi, aynı keşifte daha önceden keşfe iştirak etmeyenler arasından re'sen belirlenecek ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafının Harita Genel Komutanlığından getirtilerek keşifte usulen uygulanması, bilirkişi incelemesi ile taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması, öte yandan tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ekli kroki gönderilmek suretiyle taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı Siirt Tapu Müdürlüğünden sorulması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince aynı çalışma alanında belgesizden davacı adına tespit ve tescil gören taşınmaz bulunup bulunmadığının Tapu Sicil Müdürlüğü, Siirt Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı işleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereklerine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 17.06.2013 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 9.727,30 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı M. Nezir Kaysi adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M. Nezir Kaysi ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Hükmüne uyulan bozma ilamında yukarıda özetlenen hususlara işaret edilmesine rağmen, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, çekişmeli taşınmaz yerine çekişmeli taşınmaza komşu tespit harici olmayan 186 parsel sayılı taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni sorulmuş, dava tarihinden geriye doğru iki ayrı tarihe ait hava fotoğraflarının jeodezi ve fotoğrametri mühendisi tarafından incelenerek taşınmazın geçmişteki niteliğinin belirlenmesi istendiği halde tek bir tarihe ait hava fotoğrafı orman mühendisi olan bilirkişi tarafından incelenerek orman niteliği yönünden rapor alınmış, dava konusu yerin daha önce tapulu yerlerden olup olmadığı sorulmamış, davacı adına belgesizden tespit veya tescil edilen taşınmaz olup olmadığı ve miktarı Kadastro Müdürlüğünden sorulmadan hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. O halde; öncelikle dava konusu taşınmazın hangi nedenle tespit harici bırakıldığı Siirt Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı ve yukarıda belirtilen şekilde hava fotoğrafları temin edilerek dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Daha sonra yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar HMK'nın 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın niteliği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın kim tarafından hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı, hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde tarımsal ekonomik amacına uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve dava tarihine kadar kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK'nın 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, aynı keşifte daha önceden keşfe iştirak etmeyenler arasından resen belirlenecek ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu bulundurulmalı, yukarıdaki açıklamalar gereğince temin edilen çift hava fotoğrafı keşifte jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığı ile uygulanıp, taşınmaz hava fotoğraflarında işaretlenmeli, taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman kullanılmaya başladığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraatçi bilirkişiden taşınmazın niteliği hususunda, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın niteliği ve tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ile süresi ayrı ayrı tespit edilmelidir. Öte yandan önceki bozma ilamında değinildiği biçimde taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı Siirt Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlamaları göz önüne alınarak bu yönden araştırma yapılmalıdır. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; dava TMK'nın 713/1. maddesine göre olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılan tescil davası olup bu tür davalarda davacıların davası kabulle sonuçlansa dahi, yasal hasım durumundaki Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğinin yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı göz önüne alındığında davacı vekilinin yargılama giderlerinin davacıya yüklenmemesi gerektiği ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği yönündeki itirazları yerinde değilse de, dosya içerisindeki 17.02.2012 tarihli makbuzdan bozma ilamından önce mahkemece hükmedilen 5.304,31 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından ödendiği anlaşılmakta olup, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda yeni belirlenen değer üzerinden hesaplanan 9.445,74 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşinen ödenen 111,40 TL ve sonradan ödenen 5.304,31 TL'nin toplamının düşülmesi gerekirken mükerrer harç alınmasına neden olacak şekilde hüküm tesisi de isabetsiz olup, davacı M. N.. K.. ile davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.