MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 118 ada 10 ve 181 ada 31 parsel sayılı 4.633,57 ve 3.641,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 123 ada 22 ve 134 ada 11 parsel sayılı 10.088,11 ve 7.721,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 130 ada 23, 28, 159 ada 18, 170 ada 66 ve 182 ada 24 parsel sayılı 5.596.31, 8.125.59, 19.396.15, 11.098.60 ve 4.346.48 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 159 ada 4 parsel sayılı 42.160,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 118 ada 10, 123 ada 22, 134 ada 11, 170 ada 66, 181 ada 31 ve 182 ada 24 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tespitlerinin iptali ile miras payları oranında muris ... mirasçıları adına tesciline, çekişmeli 130 ada 23, 28 ve 159 ada 4, 18 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu 118 ada 10, 170 ada 66, 181 ada 31 ve 182 ada 24 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,Mahkemece, kadastro sırasında davalı ... adına tespit edilen 123 ada 22 parsel ve 134 ada 11 parsel sayılı taşınmazların, kök muris ... 'a ait olduğu, davalı ... tarafından dosyaya ibraz edilen hibe senedine karşılık davalı tanıklarının, davalının taşınmazları en fazla 10 yıldır kullandıklarına dair beyanlarına itibar edilerek zilyetliğin devrinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; davalı tarafından ibraz edilen 29.06.1990 tarihli hibe senedinde muris ...'ın, torunu ... 'in eşi davalı ... 'a, ... altı ve ... iki parça taşınmazını başlık ve altın bedeli olarak hibe ettiği, Eski Derinkuyu yolu mevkindeki bir parça taşınmazı da ölünceye kadar bakması karşılığında hibe ettiği ve taşınmazları devir ve teslim ederek bu hususu imza altına aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumun aksi ancak yine bir yazılı delille ispat edilebileceğinden, taşınmazların davalı ...'a hibe edilerek zilyetliğinin aynı tarihte devredildiğinin kabulü gerekir. Ne var ki mahkemece 1990 tarihli hibe senedinin davalı ... adına tespit edilen çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı üzerinde yeterince durulmamıştır. Ayrıca mahkemece, kadastro sırasında davalı ... adına tespit edilen 130 ada 23, 28 ve 159 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar ile, davalı ... adına tespit edilen 159 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, muris ... 'a ait olduğu, murisin malvarlığının 1980 yılında dava konusu edildiğinden bahisle muris ... 'ın taşınmazlarının taksim edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10.07.1980 tarih 1980/44 Esas, 1980/413 Karar sayılı ilamının ve eki belgelerin incelenmesinden taraflar arasında dava konusu edilen ve sulh anlaşması sonucu taksim edilen 18 parça taşınmazın mevki ve hudutları itibariyle dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı üzerinde durulmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında 123 ada 22 ve 134 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davalı ...'ın dayandığı 1990 tarihli hibe senedi mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, çekişmeli 123 ada 22 ve 134 ada 11 parsel sayılı taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların muris ... 'ın ölünceye kadar bakımı karşılığında hibe ettiği taşınmaz olduğu anlaşıldığı takdirde, keşifte mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından muris ...'a ölünceye kadar davalı ... tarafından bakılıp bakılmadığı hususu da açıklığa kavuşturulmalıdır. Yine keşif sırasında 130 ada 23, 28 ve 159 ada 4, 18 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1980/44 Esas, 1980/413 Karar sayılı kararı ile taksim edilen 18 parça taşınmazın tamamı mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile tespit edilerek bu taksimde hangi taşınmazın kime düştüğü tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların adlarına tespit edilen davalılara düştüğü tespit edildiği takdirde davanın reddi ile tespit gibi tescilllerine karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekili ve davalı ...'ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.