Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6147 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19637 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan, 565, 566 ve 567 parsel sayılı 7056, 4714 ve 4366 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve sırasıyla; ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 575 parsel sayılı taşınmaz ise 2/B ve kullanıcı şerhi olmaksızın çalılık niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Yörede 2009 yılında yapılan güncelleme işlemleri sonucunda taşınmazların kullanıcıları hakkında değişiklik yapılmamıştır. Davacı ..., Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne husumet yönelterek adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak kadastro davalarının tespit malikine yöneltilmesi zorunludur. Ancak; davacı dava dilekçesinde tespit maliki olarak Hazine yerine Kadastro Müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmıştır. Yargılama sırasında Kadastro Müdürlüğü, Hazine vekili tarafından temsil edilmiş bulunmaktadır. Davacının asıl dava etmek istediğinin Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu belirgin olup; bu durumda, ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece bu husus re'sen gözetilmek suretiyle davacı tarafa tutanak maliki olan Hazine ile lehlerine zilyetlik şerhi verilen ...'ın davaya usulünce dahil edilmesi için süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan ve bildirilecek tüm delilleri toplandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacı tarafın temyiz dilekçesine eklenen bozma ilamlarına konu çekişmeli 565, 566, 567 ve 575 parsel sayılı taşınmazlar hakkında ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/95 Esas, ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/440 Esas, sayılı dosyalarında da dava bulunduğu gözetilerek aynı parseller hakkındaki davaların birleştirilmesi hususunun düşünülmemesi dahi isabetsiz olup, davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.