Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6133 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22245 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucu ... çalışma alanında bulunan 239 ada 1 ve 2 parsel sayılı 465,22 ve 244,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ..., 239 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... 'nın tasarrufunda olduğu şerhi verilerek tespit ve tescil edilmiş, yapılan güncelleme çalışmaları ile 239 ada 1 parsel üzerindeki şerh korunmuş, 239 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fiili kullanıcısı ... olarak belirlenerek bahçe vasfıyla ... adına tescil edilmişlerdir. Davacı .... vekili çekişmeli taşınmazların müvekkil şirketin fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın ... ve ... bakımından kabulune, Tapu Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, çekişmeli 239 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan zilyetlik şerhlerinin iptaline ve çekişmeli taşınmazların davacının zilyetliğinde bulunduğunun şerhine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve Tapu Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davalı ... ve Tapu Müdürlüğü vekilinin 239 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından: Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,2- Davalı ... ve Tapu Müdürlüğü vekilinin 239 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince: 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde kullanıcı olarak adı geçen davalı ...'ın adresi kolluk marifetiyle araştırılmış, mahalle muhtarında kaydı bulunmadığından dava dilekçesi ve mahkeme kararı ilanen tebliğ yoluyla yapılmak suretiyle taraf koşulu ve mahkeme kararının tebliğinin sağlandığı kabul edilmiştir. Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki davada taraf teşkilinin sağlandığından söylenemez. Zira dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilen davalı bakımından yeterli adres araştırmaları yapılmaksızın ilanen tebliğ yoluna gidilmiştir. Bilindiği üzere, taraf teşkili dava koşullarından olup, bu koşul sağlanmadan davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usulen mümkün değildir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası'nın 27. maddesi (HUMK’nun 73. maddesi) uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür. Öncelikle, yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili, Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. Kural olarak “tebligat” tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle eklenen 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2 maddesinde “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” aynı yasanın 5. maddesiyle eklenen Tebligat Kanununun 21/2 maddesinde “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” muhataba tebligat yapılamamışsa, tebliğ memuru bulabileceği adresleri araştırır, bulamazsa durumu muhtara onaylatmak suretiyle saptar, tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş kişinin adresini resmi veya özel kurum ve dairelerden gerekli gördüklerinden araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir. (Teb.K 28. md) Özetlenen ilkeler, yasal ve yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir. O halde, davalı ...'ın kolluk ve muhtarlık araştırması yanında, dava konusu 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında kadastro tutanağında adları geçen tespit bilirkişilerinden, komşu ve civar parsellerde lehine kullanıcı şerhi verilenler veya tespit maliklerinden de adresi ve açık kimlik bilgileri ayrıntılı olarak sorularak saptanmaya çalışılmalı, daha sonra yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde taraf koşulu sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Bu nedenle taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsiz olup; davalı ... ve Tapu Müdürlüğü vekilinin 239 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.