Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 356 parsel sayılı 978.000 metrekare yüzölçümünde-ki taşınmaz irsen intikal, harici hisse satışları tevhit, tapu kayıtlan, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle hisseleri oranında davacılar adına tesbit edilmiştir. Davalı Hazine'nin itirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek taşınmazın 800.000 metrekare kısmının davalı Hazine, bakiye 178.000 metrekare kısmının tespitleri gibi davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar Mahmut ve müşterekleri, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin tespitteki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmaza uygulanan kayıtların sabit hudutlu olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Eylemli durumda 356, 357 ve 358 sayılı parsellerin bir bütün olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacılar Mart 327 tarih 59, 60, 61, 62 ve 63 numaralı tapudan gelme Maysı 1970 tarih 24, 25, 26, 27, 29, 19, 20 ve 21 sayılı tapularla Mart 321 tarih 28, 29 ve 30 nolu tapulardan gelme Ağustos 1969 tarih 21, 23, 24, 26, 29, 30, 31, 32, 33 ve Mayıs 1970 tarih 16, 17, 18 nolu tapu kayıtları ile 2 nolu vergi kayıtlarına dayanmışlardır. Mahkemece tapu ve vergi kaydı ile komşu parsel kayıtları getirtildiği halde bu kayıtlar mahalline yeterli şekilde uygulanıp ayrı ayrı kapsamaları belirlenmemiş, kayıtlarda kamu orta malı mer'a sınır gösterilmemekle beraber taşınmazların eylemli durumda güneyde 359 sayılı mer'a parseline, batıda da tesbit dışı bırakılan ve kayıtlarda kıraç arazi olarak gösterilen hudutlarla çevrili olması nedeniyle gayri-sabit hudutlu olduğu nazara alınmadan hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca vanlabil-mesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasında seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle tesbit edilecek tanıklar huzuru ile keşif icra olunmalıdır. Taşınmazların başında icra olunacak keşif sırasında dayanılan tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavüleri ile birlikte okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, vergi kaydı uygulanıp kapsamı belirlenmeli, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın niteliği, intikali, tasarrufu ve sınırlarının arzettiği özellikler hususunda maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, taşınmazın mer'aya doğru genişletilip genişletilmediği, arazinin mer'a niteliği taşıyıp taşımadığı hususları üzerinde durulmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, uzman ziraat mühendisi veya mühendisler kurulundan arazinin niteliğini belirtir rapor alınmalı, taşınmazın öncesinin mer'a olmadığı ve mer'aya doğru genişletilmediği belirlendiği takdirde uygulanan kayıtların gayri sabit hudutlu olup miktarı ile geçerli bulunduğu nazara alınıp, kayıtların revizyon gördüğü parsel miktarı da hesaba katılarak kapsamı belirlenmeli, miktar olarak kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamada nazara alınarak her müşterek malikin ayrı ayn 100 dönüm yeri zilyetlikle iktisap edebileceği düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazlan bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 30.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.