MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğü'nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca re’sen yapılan düzeltme işlemi sırasında Şirintepe Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ... adına kayıtlı olan 2 parsel sayılı 4250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 3.784,93 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ..., düzeltme işlemi sırasında adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 24.09.2013 tarihli düzeltme kararının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince Kadastro Müdürlüğünce re'sen yapılan düzeltme işleminin iptali istemiyle açılmıştır. Mahkemece, Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin 41. maddede yer alan ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hata olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. 07.04.2014 tarihinde yapılan ilk keşif sonucunda düzenlenen 25.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporu takeometrik ölçü cetveli getirtilmeden düzenlenmiş, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine gidilen ikinci keşif sonucu düzenlenen 30.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda bu eksiklik giderilmiş olup raporda 1997 yılında yapılan kamulaştırma işleminin grafik paftasına işlenirken kırık noktaların koordinatlandırılmadığı, kamulaştırılan alanın pafta üzerinden hesaplanarak köşe noktalarının koordinatlandırıldığı, köşe noktalarının karayolları tarafından grafik paftasına tersim edilen kamulaştırma hattı ile örtüşmediği, dolayısı ile hatanın alan hesabından kaynaklanmadığı, Kadastro Müdürlüğü tarafından çizilen kamulaştırma sınırı ile karayolları tarafından çizilen kamulaştırma sınırı arasında 490,17 metrekarelik boşluğun oluştuğu belirtilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, oluşturulacak üç kişilik harita mühendisi uzman bilirkişi kurulu huzuru ile yeniden keşif yapılarak kamulaştırma ve tesis kadastro haritaları uygulanmak sureti ile 30.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 490,17 metrekarelik boşluğun bulunup bulunmadığı, böyle bir boşluk alanın varlığı halinde tesis kadastro haritasında gösterilen taşınmaz içinde kalıp kalmadığı belirlenmeli, söz konusu boşluğun kamulaştırma haritası içinde kaldığının anlaşılması halinde Karayolları Genel Müdürlüğü davaya dahil edilerek taraf koşulu sağlanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.