MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSUKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1496 ada 6, 7, 8 ve 10 parsel sayılı 1.539.45, 1.544.70, 1.037,75 ve 1.248,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları, 1496 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ve üzerindeki 3 katlı kargir evin 20 yıldan beri ...'nın, 1496 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ve üzerindeki 3 katlı kargir evin 20 yıldan beri ...'nın, 1496 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ve üzerindeki 3 katlı kargir evin 20 yıldan beri ...'nın ve 1496 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bahçe olarak 20 yıldan beri ...'nın kullanımında bulundukları şerhi verilerek bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., 1496 ada 8 parselde lehine kullanıcı şerhi verildiğini, çekişmeli 1496 ada 6, 7 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda ise kardeşleri lehine kullanıcı şerhi verildiğini belirterek çekişmeli taşınmazların yüzölçümlerinin eşit olması gerektiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yarg??lama sonunda davanın kabulüne, 28.06.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 1496 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1.341,57 metrekare, 1496 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1.341,29 metrekare, 1496 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 1.344,14 metrekare ve 1496 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1.343,62 metrekare olarak bahçe vasfıyla Hazine adına tesciline çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhlerin korunmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı ... adına duruşma günü ve dava dilekçesi tebliği 31.03.2011 tarihinde "..." adresine "tebliğ adresinde muhattap yengesi ... imzasına teslim edilmiştir" şerhi verilerek yapılmıştır. Gerekçeli karar ise "..." adresinde Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde; tebligatın, tebligat yapılacak kişinin en son adresine yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmaması veya tebligat yapılamaması halinde adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adres olarak kabul edileceği ve buraya tebligat yapılabileceği açıklanmıştır. Temyize gelen davalı ... "..." adresinde ikamet ettiğini, kendisine duruşma gününün tebliğ edilmediğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Davalı ... tarafından temyiz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan mernis kaydında, 21.10.2010 tarihinden beri dilekçesinde belirttiği adreste ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Davalıya duruşma günü tebligatının "..." adresinde yapılmasının nedeni dosya kapsamından anlaşılmadığı gibi davalının bu adreste ikamet ettiğinin kabulü halinde dahi tebligat yapılan kişinin davalı ile birlikte ikamet edip etmediğinin ve isminin tebliğ belgesinde yer alamamış olması nedeniyle usulsüzdür. Davalı ...'ya bilinen en son adresi olan "..." adresinde dava dilekçesi ve duruşma günü usule uygun şekilde tebliğ edilmemiş ve taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili dava koşulu olup, usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilemez ve esas hakkında hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca davalı ...'ya dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davalı ...'nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.