Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 114 ada 7,119 ada 11,120 ada 2,132 ada 2 ve 134 ada 4 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlerindeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle Muhammet oğlu Tahsin adına tespit edilmiştir. Davacı Muhammet, yasal süresi içinde taşınmazların kendisine ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yine, kadastro sırasında 134 ada 4, 114 ada 8, 119 ada 12, 120 ada 3 sayılı parseller, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından bahisle malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı oğlu Tahsin ve Adem aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve mahkemece dava dosyası ile kadastro tutanakları birleştirilmiştir. Mahkemece aralarında irtibat bulunduk ğundan bahisle davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların tamamının davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Tahsin vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davalı Adem'in vekalet akdini vekil eden davacının aleyhine kullandığı, bu akde dayanarak yaptığı işlemler sırasında vekil edenin menfaatlerini gözetmediği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yetersiz, değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı Muhammet, Beşikdüzü No-terliği'nce düzenlenen 20.10.1998 tanzim ve 2567 yevmiye numaralı vekaletname ile "adına kayıtlı gayrimenkullerini kat irtifakı ve kat mülkiyetine çevirmeye, gerek kat irtifakı ve kat mülkiyetine çevirdikten sonra bu gayrimenkullerini, kısmen veya tamamen dilediği bedel ve koşullarla ipotekli veya ipoteksiz olarak saptamaya, bağışlamaya, trampa etmeye, satış ve bağış vaadinde bulunmaya, satış bedellerini istemeye, almaya, kullanmaya, alıcı veya alıcılar adlarına ait olduğu tapu memuru huzurunda kesin satış işlemini yapmaya, resmi işleri tamamlamaya"... izinli ve yetkili olmak üzere davalı Mehmet oğlu 1967 doğumlu Adem'i vekil tayin etmiştir. Vekil Adem, bu vekaletnameye dayanarak davacıya ait bu taşınmazları davacının oğlu diğer davalı Tahsin'e satmıştır. Davacı gerek Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava ile gerekse Kadastro Mahkemesine süresinde yaptığı itirazlarla vekil edilen Adem'in kendisine verilen talimata aykırı hareket ettiğini, satış sırasında vekil edenin menfaatlerini kollamadığını ve taşınmazları gerçek bedelinden daha düşük fiyatlarla sattığını ve aldığı parayı da kendisine ödemediğini ifade ederek tespit ve tapu kayıtlarının iptalini ve adına tapuya tescilini talep etmiştir. Davacı, dilekçesinde ve yargılama sırasında tapuda kayıtlı gayrimenkullerini çocuklarına paylaştırdığını, kendisi yaşlı olduğu için tapudaki intikal işlemlerini yapmak üzere davalıyı vekil tayin ettiğini, hangi tarlanın hangi oğluna devredileceğini tapuların üzerine yazdığını, ancak vekilin bu talimata uymadan bütün taşınmazları oğlu Tahsin'e devrettiğini ifade etmiştir. Davalı Adem, davacıdan aldığı vekalete ve buna ek talimata göre işlem yaptığını, tapuda gösterilen satış bedellerinin emlak beyanına ve davacının talimatına uygun olduğunu, davacının belirttiği şekilde taşınmazları davacının çocukları Tahsin, Ahmet ve Yüksel adına intikalini sağladığını bildirmiştir. Mahkemece söz konusu vekaletnameye dayanarak davacının oğulları oldukları anlaşılan Ahmet ve Yüksel adına davacıya ait taşınmazların intikallerinin sağlanıp sağlanmadığı araştırılmamış, tapudaki satış bedelinin davalının savunmasında belirtildiği şekilde emlak beyannamesindeki değere uygun olup olmadığı, taşınmazların son dönem emlak beyannameleri getirtilerek denetlenmeden hüküm kurulmuştur. Ayrıca, davacı daha önceden intikal şeklinde anlaştığı çocuklarına tapudaki devir işleminin sağlanması için davalı Adem'i vekil tayin etmiştir. Elbette vekil vekaletnamedeki yetkiler ne kadar sınırsız olursa olsun vekil edenin haklarını korumak zorundadır. Ne var ki, satışlar davacının kendi bildirdiği emlak değeri üzerinden yapılmış ise davacı taşınmazların gerçek değeri üzerinden satılmadığı ve bu suretle kendisinin zarara uğratıldığını (salt bu nedene dayanarak) ileri sürerek satışın iptalini isteyemez. Bütün bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri sorulup celbedilmeli, davacının davalı Adem'e verdiği vekaletnameye dayanarak oğlu Ahmet ve Yüksel adına intikal yaptırılıp yaptırılmadığı Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup, bu taşınmazlarla ilgili onaylı tutanak suretleri ile tapu kayıtları celbedilip dosyaya konulmalı, vekaletnameye dayanarak davacının çocukları adına intikalleri sağlanan tüm taşınmazların son dönem emlak beyannameleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra taşınmazlar başında ayrı ayrı keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında tapu kayıtları, emlak beyannameleri uygulanıp kapsamları belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 14.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.