Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 552 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9351 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında .. Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 4 parsel sayılı 4.338,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki evin ...'e ait olduğu belirtilmek suretiyle içinde ev olan tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli 104 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuya tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın adına tescil kararı verilen ... yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın niteliği ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi yöntemince araştırılmamış, bu hususlarda hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için tespit tarihi olan 2013 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması gerekirken tespit tarihinden öncesine ait sadece 1995 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapılmış, harita bilirkişi, orman bilirkişisi ve ziraat bilirkişi ortak raporunda taşınmaz üzerinde tek katlı taş ev, tek katlı yığma tuğladan ev, tek katlı yığma tuğladan 2 adet mutfak, tek katlı yığma tuğladan depo, tek katlı yığma tuğladan iki adet ve taş hayvan barınağının bulunduğu belirtildiği halde inşaat bilirkişi de refakate alınmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, inşaat bilirkişisi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesinde kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisine dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, inşaatçı bilirkişisinden taşınmaz üzerindeki yapıların niteliği, yaşı hususunda bilgi alınmalı, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ise taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.