MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLKANUN YOLU : TEMYİZTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu çalışma alanında bulunan 116 ada 17 parsel sayılı 30.854,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tevzi tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiş, 116 ada 231 parsel sayılı 5.791,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise toprak tevzi çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırılması nedeniyle mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 116 ada 17 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 116 ada 231 parsele yönelik davanın reddine, taşınmazın mera olarak özel sicile tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Çekişmeli 116 ada 17 parsel sayılı taşınmaza yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, davacı lehine 3402 sayılı Kanun'un 46/1 ve 14. maddesinde yazılı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın, 1961 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında meradan açıldığı ve işgal edildiği gerekçesiyle Hazine adına belirtmesi yapılmış ve tarla vasfı ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur. Hazine adına toprak tevzi çalışması sonucu oluşan bu tapu kaydı nedeniyle çekişmeli taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları getirtilmemiş, keşif anında taşınmazın kimden geldiği, kimden kime ne şekilde intikal ettiği duraksamasız olarak saptanmamıştır. Diğer taraftan, çekişmeli taşınmazın, toprak tevzi çalışmaları sırasında meradan açıldığı yönündeki tespit, toprak tevzi haritalarına göre sınırlarında mera olarak belirtilmiş taşınmaz bulunması ve keşif anında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından taşınmazın batısındaki yoldan sonra mera olduğunun belirtilmesi karşısında mera araştırması yapılması gerektiği hususu üzerinde de durulmamıştır. Eksik araştırma ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanak örnekleri getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ile ziraat ve fen bilirkişileri huzuru ile yapılacak keşifte; komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarına göre taşınmazın sınırında mera parseli bulunup bulunmadığı belirlenmeli, taşınmazın sınırında mera olduğunun belirlenmesi halinde yöntemince mera araştırması yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalı, çekişmeli taşınmazın öncesinde ne olduğu, mera olup olmadığı, kim tarafından hangi tarihten beri, ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, toprak tevzi çalışmalarından 20 yıl önceye giden zilyetliğin bulunup bulunmadığı gibi hususlar tek tek ve maddi olaylara dayalı olarak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, beyanları arasında doğabilecek çelişkiler yöntemince giderilmeli, keşfe katılacak zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, öncesinin mera olup olmadığı ile varsa komşu mera parsellerinden ne şekilde ayrıldığını açıklayan, komşu parsellerin toprak yapısı ve bitki desenleri yönünden karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisinden de keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak veren, çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro parselleri ile toprak tevzi parsellerini birlikte gösterir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,2- Çekişmeli 116 ada 231 parsel sayılı taşınmaza yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, çekişmeli taşınmazın 172 numaralı tevzi parseline isabet ettiği ve meradan açma yerlerden olup, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, kadastro sonucu mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Meraların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı köye ait bulunmaktadır. Mera uyuşmazlıklarında Hazinenin ve köy tüzel kişiliğinin yasal hasım olması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece Hazinenin yanında çekişmeli taşınmazın bulunduğu Tüzel Kişiliği de davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilmesi doğru değildir. Diğer taraftan, çekişmeli 116 ada 231 parsel sayılı taşınmazın 1961 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında toprak tevzinin 468 parsel numarası ile mera olarak haritaya bağlandığı, kadastro paftası ile toprak tevzi haritasının bu bölümde çakıştığı mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmalarından önceki niteliğinin ne olduğu ve toprak tevzi çalışmalarına kadar davacı ve miras bırakanları yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taşınmazın kimden kime ne şekilde intikal ettiği de duraksamasız olarak saptanmamıştır. Eksik araştırma ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmazın niteliği göz önüne alındığında Tüzel Kişiliği davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı üç kişilik yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ile ziraat ve fen bilirkişileri huzuru ile yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı, kim tarafından hangi tarihten beri, ne şekilde kullanıldığı, toprak tevzi çalışmalarından 20 yıl önceye giden zilyetliğin bulunup bulunmadığı, tarım arazisi olarak kullanıldığının beyan edilmesi halinde kim tarafından hangi tarihten beri, ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği gibi hususlar tek tek ve maddi olaylara dayalı olarak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, beyanları arasında doğabilecek çelişkiler yöntemince giderilmeli, keşfe katılacak zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliklerini bildiren, öncesinin mera olup olmadığını açıklayan, komşu parsellerin toprak yapısı ve bitki desenleri yönünden karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisinden de keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak veren, çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro parselleri ile toprak tevzi parsellerini birlikte gösterir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.